Fethi Paşa Korusu İstanbul
2009 yılı Nisan ayının ortalarında yaptığım kısa bir Boğaziçi turunda, içinde bulunduğumuz tur vapuru Üsküdar’ı geçip, Fethi Paşa Korusu etekleri göründüğünde eflatundan pembeye doğru süzülen erguvan çiçekleri kendini göstermişti. Böylelikle hem erguvanları tanımış, hem de Fethi Paşa Korusu ziyaretini aklıma koymuştum. Ne var ki İstanbul derya içinde derya. Öncelik sıraları değişiyor. Baharın gelmesiyle birlikte İstanbul rengârenk çiçekleriyle, bu çiçeklerin yer aldığı parkları ve korularıyla göz kamaştırmaya başladı. İstanbul’un her tarafını laleler, nergisler, ıhlamurlar, mor salkımlar süslüyor.
İstanbullular da farklı çiçeklerin renk cümbüşüne tanıklık ediyor. Ancak, bu renk cümbüşü içerisinde erguvanların yeri bir başka. İstanbul’da Boğaziçi’nin iki yakasındaki erguvanların yolunu sürmenin en iyi yolu ise Boğaz turu yapan tekneler. Erguvanları daha yakından tanımanın yolu da yoğun olarak bulundukları koruları gezmekten geçiyor. Emirgan Korusu, Yıldız Korusu, Piyerloti Tepesi, Çubuklu Korusu, Küçük Çamlıca Korusu ve Fethi Paşa Korusu bu bakımdan zengin mekânlardı. Erguvanların olağanüstü renk cümbüşleri sona ermeden Fethi Paşa Korusunu birçok kez ziyaret ettim.
Koru içerisinde iki tarihi yapı bulunmaktadır. Bunlardan biri,eski Fethi Paşa Köşkü olup, Osmanlının son dönemlerinde önemli yeri olan yapılardan biridir. Beyaz Köşk olarak da anılmaktadır. Köşkün giriş cephesi kuzeybatıda yer almakta olup, İstanbul Boğazı’na bakmaktadır. Köşk ve eklentilerinin masalımsı bir Boğaziçi manzarası vardır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sosyal Tesislerinden biri olup, restaurant olarak kullanılmaktadır. Diğer köşk ise biraz daha kuzeyde olup, kafeterya ve restaurant olarak hizmet vermektedir.
Kahvaltı tabağı ve sınırsız çay tercihi 10 ile 15 TL arasında fiyatlara sahip olup, Menemen 8 TL, Paçanga böreği 5 TL, Profiterol 5 TL olarak menülere ayrılmıştır. Kafeteryada self servis olup, yalnız aldığınızın ücretini ödersiniz Fiks menü yoktur. Kuzguncuk tepesinde, Fatih Sultan Köprüsü’ne hakim bir yerde yer alan diğer tesis Dilruba Restaurant’tır. Özel bir şirketin işlettiği Dilruba Restaurant; Dilruba Bahçesi, Cafeterya ve Restaurant olmak üzere üç ana bölümden oluşuyor. Ödemeniz gereken ücretler, Büyükşehir Belediyesi Tesislerine göre, oldukça tuzludur. Yakala Com’da bile sabah kahvaltısı 20 TL civarındadır.
Fethi Paşa Korusu
Anadolu yakasının boğaz kıyısında bulunan Fethi Paşa Korusu, bu bölgenin oksijen deposu olarak biliniyor. Fethi Paşa Korusu, Üsküdar`ın kuzeyinden başlayarak bütün sırt ve yamaçları kapsadıktan sonra Kuzguncuk tepesinde bitiyor. Koru, adını II. Mahmut ve I. Abdülhamit dönemlerinde valilik, elçilik ve nazırlık yapan Tophane Müşiri/generali Fethi Ahmet Paşa’dan alıyor.Fethi Ahmet Paşa, Rodoslu Hafız Ağa’nın oğlu. Ataları Kanuni zamanında sancak beyi olarak Rodos’a gitmiş.
Fethi Ahmet Paşa, babası Ahmet Ağa’nın 1801’de bir suikasta kurban gittiği sene dünyaya geliyor. Yedi yaşına girince, aile dostu aracılığıyla Topkapı Sarayı’ndaki Enderun’a alınıyor. Enderunlu olarak yüksek rütbelere geliyor. Osmanlı’da müzeciliği kuruyor. 1833’te Osmanlı’nın ilk Viyana elçisi oluyor. Çok renkli bir kişiliğe sahip olan Fethi Paşa, sanata meraklı olup, çok etkili ve yetkili bir elçi oluyor. Öyle ki, Ünlü besteci Strauss’un Fethi Ahmet Paşa’ya yaptığı beste var. Daha sonra Paris elçiliği yapıyor.
1839’da İngiltere Kraliçesi Victoria’nın taç giyme merasimine o gidiyor. İstanbul Kuzguncuk’taki yalıyı o kadar güzel döşüyor ki dillere destan oluyor.Evi çok beğenen Sultan Abdülmecit Dolmabahçe Sarayı’nı yaptırırken sarayın döşenmesi görevini ona veriyor. Abdülmecit’in kız kardeşi Atiye Sultan’la evli olan Fethi Paşa,Tophane Müşiri iken Aya İrini’yi eski silahların kaldırıldığı bir ambar olmaktan çıkarıp, çeşitli illerden toplattığı arkeolojik eserlerle donatarak müzeye dönüştürmüştür.
Aynı zamanda 1847’de Sultanahmet Meydanı’nda ilk arkeolojik kazıları başlatan devlet görevlisi olarak da tanınıyor. Koru, Fethi Ahmet Paşa’nın 1858 yılında ölümünden sonra varisleri arasında paylaşılmasının ardından 1960-1980 yılları arasında kaderine terk edildiği için bakımsız bir görünüme büründü. Paşanın varislerinden Avukat Şevket Mocan, kendi hissesini 1958 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesine devretti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından içerisindeki iki köşk restore edilerek, 2003 yılında Sosyal Tesis olarak faaliyete başladı.
Fethi Paşa Köşkü
Çok çeşitli ve değerli ağaç türüne ev sahipliği yapan Fethi Paşa Korusu içinde yer alan Fethi Paşa Köşkü, kargir bir bodrum kat üzerine iki katlı ahşap olarak inşa edilmiştir.Köşkün giriş cephesi kuzeybatıda yer almakta olup, İstanbul Boğazı’na bakmaktadır. Eksende girişe iki yönlü döner merdivenlerle ulaşılır. İki yönlü döner merdivenler arasında, ortada bir şelale süs havuzu bulunmaktadır. Köşke girmeden, geri dönülerek bakılırsa boğazın muhteşem manzarası ile karşılaşılır. Köşk girişinin üzerinde, sofa bir cumba ile öne taşırılmıştır.
Böylelikle Sarayburnu’ndan başlayarak Ortaköy’e kadar olan muhteşem boğaz manzarasını izleme olanağı doğmuştur.Cumba üzerinde boğaza/ kuzeybatıya bakan üç pencerenin yanı sıra kuzeydoğuya bakan bir, güneybatıya bakan bir olmak üzere beş pencere bulunmaktadır. Cumbanın iki yanında yer alan cephelerde de ikişer pencere bulunmaktadır. Giriş kapısını yanlarında birer ve kapı seviyesindeki yan cephelerde de ikişer pencere bulunmaktadır. Açıklıkları, düz atkılı giyotin pencerelerdir.Yapı, geniş bir saçakla bitirilmiş.
Köşkün cephesi beyaz badanalı ahşap kaplamadır. Köşk, Orta sofalı plan şemasına sahiptir. Kuzeybatıdan girişi bulunan merkezi bir sofa ve dört köşede sofadan girilen odalar yer almaktadır. Kuzeydoğuda servis mekanları ve mutfak düzenlenmiş. Köşkün kuzey doğusunda iki katlı ahşap bir yapı bulunmaktadır. Boğaza dönük muhteşem bir manzaraya açılan sofa ve köşkün kuzeybatı köşelerinde yer alan odalar ahşap döşemelidir. Tavanlar kalemişi motiflerle bezemelidir.
Köşkün güneybatı cephesinde, üzeri ahşap çatılı olan bir teras yer almaktadır. Tavanı ahşap kasetli olup, ahşap direklerle desteklenmiştir. Direklerin arası çapraz korkuluklarla gerilmiş. Destek direklerinin tavan ile birleşim yerlerinde oyma motifli köşebentler yer almış.Terasın kuzeydoğusunda, mutfak ve servis hacimleriyle bunlara bir giriş düzenlenmiş.Dilruba Restaurant Restaurant olarak hizmet veren Fethi Paşa Köşkü’nü gezdikten sonra, kafeterya olarak hizmet veren yapıya doğru tırmanmaya başlıyorum.
Daha yukarıda olan ve Kafeterya olarak hizmet veren yapı, Fethi Paşa’nın sağlığında, konuklar için ayrılmış ikinci bir köşkmüş. 19. yüzyılın başında geçirdiği yangında kullanılamaz hale gelmiş. Büyükşehir Belediyesi tarafından yeniden yapılandırılmış. Kafeterya olarak kullanılan yapının seyir balkonundan, Sarayburnu’ndan başlayarak Ortaköy’e kadar olan muhteşem manzarayı izleyeme olanağı buldum. Yaklaşık 260 000 m2 lik bir araziye sahip Ahmet Fethi Paşa Korusu’nda; Kızılçam, Fıstık Çam, Sedir Ağacı, Sakız Ağacı, Atkestanesi, Saplı Meşe, Akdut, Trabzon Hurması, Yalancı Akasya, Dişbudak, Yeşil Kartopu, Japon Kadife Çamları ve Erguvan ağaçları bulunmaktadır.
1985-1987 yılları arasında yapılan yenileme çalışmalarında koruda; gezinti yolları, koşu parkurları, seyir terasları, teras kafeler ve oyun parkları düzenlenmiş. İstanbullulara temiz havada yürüyüş ve koşu alanlarından yararlanıp restoran, kafeterya ve çay bahçelerinde dinlenerek, kentin gürültülü ortamından uzaklaşma fırsatı sunuyor. Fethipaşa Sosyal Tesisinde İstanbul’un güzellik sembolü erguvanlar her daim yeşil çam ağaçlarıyla ve mistik kokusuyla unutulmaz bir boğaz keyfi yaşatıyor.