İstanbul’da Erguvanlar Çiçek açtı

Şu günlerdeyse Boğaz’ın her iki yakasını da yeşillikler arasındaki mor renkleriyle çepeçevre saran erguvanlar şenlendiriyor. Boğaziçi Erguvan Şenliği ile ilgili izlenimlerimi Candan Emirsoy adlı bir hanımefendinin ”Erguvan Ağacı” adlı şiirinden bir alıntı ile anlatmaya başlıyorum.

Emirgan Korusu İstanbul

Emirgan Korusu İstanbul

yemyeşil dallarla sarılmış iken
pembe çiçekler açtı mevsim baharda
utancın ağacı erguvan ağacı
kızardı yanakları pespembe oldu
yapraklar arasında pembe çiçekler
yeşillikler içerisinde kalmış idiler
pişmanlıkların bedeli erguvan ağacı.

İstanbulİstanbul’un önemli simgelerinden olan erguvan çiçeği, eşsiz Boğaziçi’nde yeşilin üstündeki mor salkımlarıyla tarifsiz bir renk cümbüşü sunuyor. Baharın gelmesiyle birlikte İstanbul rengarenk çiçekleriyle, bu çiçeklerin yer aldığı parkları ve korularıyla göz kamaştırmaya başladı.İstanbul’un her tarafını laleler, nergisler, ıhlamurlar, mor salkımlar süslüyor. İstanbullular da farklı çiçeklerin renk cümbüşüne tanıklık ediyor. Ancak, bu renk cümbüşü içerisinde erguvanların yeri bir başka.

 

Küçük Çamlıca Korusu İstanbulTürk edebiyatının büyük ustalarından olan Ahmet Hamdi Tanpınar şöyle tarif etmiş erguvan ağaçlarını. “İstanbul surlarının üstünde yıkık duvarların arasında tek başına fırlamış bir erguvan ağacı vardır ki, bana gösterdikleri günden beri her bahar bir kerecik ziyaretine giderdim.Harap ve bakımsız mazi yadigarları ve etrafında uyuyan ölüler arasında bu erguvan ağacı benim için ezeli bir ebedi arzunun, daima yenileşen hayat akışının bir timsalidir ve manzaraya hakim yumuşak duruşundan bu fazlasıyla hissedilir…”

İstanbulErguvanlarla tanışıklığım 2009 yılı Nisan ayının ortalarında yaptığım kısa bir Boğaziçi turunda oldu. İçinde bulunduğumuz tur vapuru Üsküdar’ı geçip, Fethi Paşa Korusu etekleri göründüğünde eflatundan pembeye doğru süzülen erguvan çiçekleri kendini göstermişti. Tura katılan bazı yolcuların arka arkaya fotoğraf çekimlerini pek anlayamamıştım doğrusu.Meğer İstanbul’da baharın habercisiymiş erguvanlar.Erguvanların 15-20 günlük bir ömrü varmış. Pembe çiçekler, kısa süre sonra yerini yeşil yapraklara bırakıyormuş.

İstanbulİstanbul’da Boğaz’ın iki yakasında erguvanlarının yolunu sürmenin en iyi yolu ise Boğaz turu yapan tekneler.Sonradan öğreniyorum ki bazı İstanbullular için Erguvanlar bir tutku olup, her yıl Erguvanların çiçeklendikleri bahar aylarını heyecanla beklemekteler.Erguvani renkteki çiçekleri, ilkbaharda belirmeye başlıyor. Yaza girmeden de o olağanüstü gösteri sona eriyor.Sonraki yılların Nisan aylarını ben de beklemeye başladım. Emirgan Korusu, Yıldız Korusu, Piyerloti Tepesi, Çubuklu Korusu, Fethi Paşa Korusu bu bakımdan zengin mekanlardı. Oysa asıl zenginlik Küçük Çamlıca Korusu’da bulunuyormuş.

İstanbulÖnce Küçük Çamlıca Korusuna gidiyorum. Sonra da Fethi Paşa Korusu, Hıdiv Kasrı, Kandilli Adile Sultan Sarayı, Emirgan Korusu ziyaret ettiğim yerler oluyor.Küçük Çamlıca Korusu’na gittiğimde önce mis gibi çiçek kokuları ile karşılaşıyorum. Koru içindeki araç ve yaya yolları binbir çeşit çiçeklerle donatılmış. Koru gelin gibi süslenmiş. Görsel bir şölenle karşılaşıyorum. Su Köşkü’ne giden yola girdiğimde, iki tarafındaki Erguvan ağaçlarını görünce kendimden geçiyorum. Bir cennet havası katmış koruya. İstanbul’un neredeyse korularının büyük bir bölümünü gezdim.Ancak Küçük Çamlıca Korusundaki erguvan ağacı yoğunluğunu hiç birinde görmedim.

İstanbulErguvan, İstanbul’u, özellikle de İstanbul boğazını bahar aylarında kendine has mor rengine büründürür. Öyle güzellerdir ki, İstanbul’un bir rengi var ise bu erguvandır diyor erguvan sevenler. Ben de katılıyorum bu görüşe. Gövdesinin her tarafından fışkıran eflatundan pembeye doğru süzülen çiçekleri, insana hayatı müjdeler. İstanbul’un pek çok mezarlığında boy veren erguvanlar ölüm mekanlarında da hayatı anlatır. Bizans ve Hristiyanlığın önemli imgelerindendir erguvan ağaçları ve çiçeklerinin renkleri.

 

İstanbulErguvan ağaçları 10 metreye kadar boylanabilen, tek gövdeli, yaprak döken, dalları çalı görünümünde olan  ağaçlardır. Tohumlarından bile yetiştirilme olanakları vardır. Erguvan ağaçlarının çiçeklendiği günler, bayram günleridir İstanbul için. Erguvanlardan Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi şairleri de ilham almış. Benim gibi, erguvanlardan etkilenen ”Abdullah Kartal” adındaki bir şairimizden bir dörtlüğü aşağıya alıyorum.

İstanbul baştan başa hayallerle dolsun…
Kız kulesi boğaza karşı selama dursun,
Ellerin ellerimde özlemler son bulsun,
Gönül Gönül’e yürüyelim seninle bu yolu,
Erguvanlar açtığında yeniden dolaşalım İstanbul’u…

 

İstanbulEfsaneye göre, İsa’nın ihanet eden havarisi Yahuda kendini erguvan ağacına asmış. Önceleri beyaz olan erguvan çiçeği, utançtan rengini değiştirmiş. Baharda eflatundan pembeye doğru süzülen erguvan çiçekleri, kısa süren renk cümbüşü ve ani, hüzünlü kayboluşuyla edebiyatçılara göre de Boğaziçi’nin utangaç süsü olarak anılıyor. Bizans İmparatorluğu’nda da önemli bir yer edinmiş erguvanlar.Bizans imparatorları Sultanahmet’teki Büyük Saray’ın “Mor Odası”nda doğar, “erguvan” kaftan giyerlerdi.Erguvan moru Bizans hükümdarlarının kıyafetlerinde kullanılan bir renktir. Doğal yollarla üretilen en zor renk olduğu için, bir zenginlik ve güç belirtisiydi; imparator dışında hiç kimse mor kaftan giyemez ve pelerin takmasına izin verilmezdi.

 

İstanbulSultan Yıldırım Beyazid’in Emir Sultan’ın, her erguvan mevsiminde Bursa’da müritleriyle buluşması nedeniyle düzenlenmeye başlanan erguvan şenlikleri yüzyıllardır devam etmektedir.Bursa’nın köklü geçmişinden bugünlere ulaşan simgelerinden biri olan erguvan ağacı; dayanışma, hoşgörü, sevgi ve kardeşliğin simgesi olarak yüzyıllar boyunca düzenlenen bir şenliğe adını vermiştir. 14. yüzyıldan günümüze kadar asırlarca bir ağaç adına bayram düzenleyen başka bir ulus yok gibidir.

 

İstanbulGeçmişte düzenlenen şenliklerden birine şahit olduğu anlaşılan Evliya Çelebi Erguvan Şenliği’ni şöyle anlatıyor.“Yılda bir kez Emirsultan’da, Erguvan Töreni’ düzenlenir. Her taraftan insan denizi gibi insanlar toplanır ki, bu kalabalık töreni anlatmakta kalem yetersizdir. Böyle bir tören ancak Emir Sultan sevgisi ile olur.” Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ifadesiyle, “… Bizim iklimde gülden sonra bayramı yapılacak bir çiçek varsa, o da erguvandır. Osmanlı döneminde baharın müjdeleyicisidir.”

İstanbulBaharın müjdeleyicisi olarak da bilinen erguvan ağacı etrafında, Bursa’da yaşayan velilerden Emir Sultan hazretlerinin 15. yüzyılda sevenleriyle birlikte sohbet yapması halk tarafından manevi bayram olarak kabul edilmiş ve 500 yıldır sürdürülen ve turistik açıdan da ilgi çeken bu gelenek Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerinin katkıları ile devam ettirilmektedir. Düzenlenen törenlerde geleneksel hale gelen Emir Sultan Meydanı’na her yıl erguvan fidanları dikilmektedir.

İstanbulErguvanlar İstanbul’un markasıdır. İstanbul’un ve İstanbul Boğazı’nın en güzel zamanları bahar ve hazan aylarıdır. Baharda pembe erguvanlar, mor salkımlar yeşilin üzerinde tarifsiz bir renk cümbüşü sunar. Erguvan İstanbul var olduğundan beri Boğaziçi kıyılarında, korularında ve parklarında yaşar. Tekrar hatırlıyor ve hatırlatıyorum. Nisan ayları İstanbul’da erguvan vaktidir. Çıkın küçük Boğaziçi turlarına. Erguvan şenliğinin keyfini yaşayın, ruhunuz arınsın bütün olumsuzluklardan.Çıkın, parklara gidin ve bir Boğaziçi turuna katılın seyredin erguvanları. İnanın yaşama sevinciniz artacak ve hayata sımsıkı tutunacak ve kendinizi daha direngen hissedeceksiniz.

Share Button