İznik Çinileri ve İznik Vakfı
İstanbul’daki Kariye Müzesi’nde bulunan Metokhites’in mozaiklerinin dünyada bir ilk ve tek olduğunu öğrendiğimde hem gıpta etmiş, hem de kıskanmıştım. Şimdilerde görüyorum ki, Osmanlı ve Türk süsleme sanatının vazgeçilmezi olan çiniler de, İznik Vakfı’nın çabaları ve uygulamalarıyla dünyada bir ilkleri yaratıyor. Osmanlı Mimarisinde süsleme sanatının vazgeçilmez elemanları olan çinilerle bilinçli tanışmam, İstanbul Arkeoloji Müzeleri bünyesinde bulunan ‘’Çinili Köşk Müzesi’’ sayesinde oldu.
Kendinden önceki Bizans sosyal mirasını anlamaya ve özümsemeye çalışan Anadolu Selçukluları Bizans mimarisinde çokça kullanılmış olan mozaik ve freskonun yerine mimari süsleme öğesi olarak çiniyi kullanmıştır. Türk ve İslam dünyasında izleri 9.yüzyılda görülen fakat ağırlığı olmayan çini bezeme 13.yüzyılda Anadolu’da büyük bir atılım yapmıştır. Antik çağlarda önemli bir yerleşim merkezi olan İznik’te oldukça yoğun bir keramik üretiminin varlığı bilinmektedir. 1331 yılında Osmanlı topraklarına katılan İznik, 14. yüzyılın ortalarından 17. yüzyılın sonlarına kadar Anadolu’da Türklerin en önemli ve en parlak çini-keramik merkezidir.
İznik Vakfı, İznik Çinilerini tarihteki başarılı örneklerinden alıp, kendi üretimi yeni nesil İznik Çinileri aracılığı ile günümüz mimarisine başarıyla taşımakta, böylece modern yapıları çinilerin huzur verici, yumuşatıcı ışıklarıyla donatarak İznik Çinisi’ni güncel hayatımıza sokmaya devam etmektedir. Dünyanın birçok kentindeki Metro ve Tren istasyonlarının duvarlarını süsleyen, milyonlarca insanı her gün selamlayan eşsiz çini panolar, yıllar süren yoğun araştırmaların sonucunda tamamen doğal malzemelerden, çağdaş teknoloji kullanılarak, ancak, geleneksel yöntemlerle üretilmektedir.
İznik Vakfı Hakkında
İznik Eğitim ve Öğretim Vakfı, 1993 yılı Eylül ayında Prof. Dr. Işıl Akbaygil’in öncülüğünde kurulmuştur. Vakıf; İznik çinisini ve İznik çevresinin kültür ve sanat değerlerini tanıtmak, mevcut potansiyeli harekete geçirmek, geleneksel İznik Çini Sanatı ile ilgili var olan ve elde edilecek bilgileri bir sistem dâhilinde eğitim ve öğretimle gelecek kuşaklara aktarmak amacıyla kurulmuştur.
16. Yüzyıl İznik Çini Sanatı’nın, dünya seramik edebiyatında hala zirvede kalmasından da anlaşılacağı gibi, İznik Çiniciliği’nin günümüz teknolojisine; kaliteyi ve estetiği bozmadan uyarlanabilmesi çok büyük önem taşımaktadır. İlk amaç olarak geleneksel İznik Çini Sanatı’nı ele alan ve bu sanatı canlandırmaya çalışan İznik Eğitim ve Öğretim Vakfı, araştırmalarını 1993 yılından itibaren devam ettirmektedir. İstanbul Üniversitesi, TÜBİTAK, İstanbul Teknik Üniversitesi gibi kuruluşların ilgili birimlerince de desteklenen araştırmalar sonucunda elde edilen başarılı uygulamalar yurt içi ve yurt dışından yoğun ilgi görmektedir.
16. ve 17. Yüzyıllarda İznik’te üretimi yapılan klasik İznik Çinileri’nin günümüzde hayata geçirilmesi, Vakfın amaçları doğrultusunda, Vakfın Araştırma Merkezi ile Çini Seramik İşletmesi’nin ortak programı olarak planlanmıştır. Hammadde kısmen İznik ve çevresinden sağlanmış olup, üretimi geliştirilen çiniler; 16. Yüzyıl İznik teknolojisiyle, tamamen el ile ve zahmetli bir çalışmayla elde edilmektedir. Sonuçta klasik dönem İznik çinilerinin sanat ve teknolojisi ülkemize tekrar kazandırılarak geliştirilmiş geleneksel metotlarla yeniden üretilmeye başlanmıştır.
Üretim, İznik’teki atölyelerde; desen hazırlığı İstanbul’da Vakfın tasarım bölümünde özel eğitimli sanatçı ekibi ile yapılmakta; özel siparişler için mimar, içmimar ve tasarımcılarla çalışılarak bu kolektif sanata yepyeni değerler kazandırılmaktadır. İstanbul’daki showroomda satışa sunulan ürünler ayrıca yurt dışına da başarı ile pazarlanmaktadır. İznik Çini Eğitim ve Öğretim Vakfı’nın, dünyanın bir çok metro istasyonunda her gün milyonlarca insanı karşılayan devasa boyutlardaki eşsiz çini panolar, Marmaray İstasyonlarına gelen yolcuları da karşılamaktadır.
Kaynaklar:
1) http://www.iznik.com/iznik-vakfi-hakkinda
2) www.iznik.com/