Louvre Müzesi’ne Panoramik Bakış

Fransa krallarının saltanatları süresince saray olarak kullandıkları Louvre Müzesi günümüzün en gözde sanat alanlarından biridir. Louvre Sarayı’nın hemen her bölümü krallar tarafından anıtsal bir amaçla düzenlenmiştir. Bu anıtsallığı hem sarayın içinde hem de dışında, özellikle duvarlarında görmek mümkündür.

Louvre Sarayı’nın ortaçağa dek uzanan görkemli bir tarihi bulunuyor. 1190’da Kral Philippe Auguste tarafından Paris kentini Viking akınlarına karşı korumak amacıyla Sen Nehri kenarında bir kale olarak yapılan bina daha sonra Kral I. François tarafından burç, kule ve zindanlar eklenerek Rönesans tarzı bir yapıya dönüştürülür.

Kale 14. Yüzyılda genişletilerek kraliyet yerleşkesine dönüştürülmüştür. 16. Yüzyılda Rönesans stilinde yapılan binalarla başlayan eklentiler, 17. Yüzyılda da devam etmiş ve son olarak 19. Yüzyılda bina bugünkü halini almıştır.

                                                                   

Paris, 24 Ekim 2014 saat 11;30…

Paris’e gidip de Louvre Müzesini görmeden dönmek olmaz. Zaten Paris denince, Eyfel Kulesinden sonra akla ilk gelen yer Louvre Müzesi değil midir? Eşim ve ben, öncelikle Louvre Piramidi’ nin yer aldığı saray avlusunu görmek ve fotoğraflamak istiyoruz. Ayrıca, bu avluda bir süre oturup, saray duvarlarındaki muhteşem heykelleri de seyretmeden olmaz diye düşünüyoruz…

Paris Louvre Müzesi

Paris Louvre Müzesi

Elimdeki notlara bakıyorum bir kez daha. Kendimizi şanslı hissediyoruz. Hissediyoruz çünkü önümüzdeki yıllarda müzenin Paris’in 200 kilometre kuzeyindeki küçük bir kasaba olan Lievin’de kurulan 23.500 metrekarelik yeni müzeye taşınması kararı alınmış. Eserlerin taşınma işlemi 2018’de başlayacak ve beş yılda tamamlanacakmış. Taşınması planlanan Louvre Müzesi, 13. Yüzyılda Paris’in savunması için inşa edilmiş bir kalenin zaman içerisinde geliştirilmesiyle oluşan karmaşık bir yapılar topluluğudur.

Louvre Müzesi Paris

Louvre Müzesi Paris

Fransa krallarının saltanatları süresince saray olarak kullandıkları Louvre Müzesi günümüzün en gözde sanat alanlarından biridir. Louvre Sarayı’nın hemen her bölümü krallar tarafından anıtsal bir amaçla düzenlenmiştir. Bu anıtsallığı hem sarayın içinde hem de dışında, özellikle duvarlarında görmek mümkündür. Louvre Sarayı’nın ortaçağa dek uzanan görkemli bir tarihi bulunuyor. 1190’da Kral Philippe Auguste tarafından Paris kentini Viking akınlarına karşı korumak amacıyla Sen Nehri kenarında bir kale olarak yapılan bina daha sonra Kral I. François tarafından burç, kule ve zindanlar eklenerek Rönesans tarzı bir yapıya dönüştürülür.

Kale 14. Yüzyılda genişletilerek kraliyet yerleşkesine dönüştürülmüştür. 16. Yüzyılda Rönesans stilinde yapılan binalarla başlayan eklentiler, 17. Yüzyılda da devam etmiş ve son olarak 19. Yüzyılda bina bugünkü halini almıştır. V. Charles, krallığı sırasında Louvre binasına yeni duvarlar ekletir. Bu duvarlar günümüzde de V. Charles Duvarları olarak adlandırılır. Kral V. Charles Louvre binasını saraya dönüştürme kararıyla restorasyon çalışmaları başlatır.

Paris Louvre Müzesi

Paris Louvre Müzesi

Restorasyon çalışmaları ile birlikte önemli değişiklikler olur.Binanın içine kral ve kraliçenin yaşayabileceği yatak odaları, salonlar yaptırılır. Binanın kapalı duvarları yıkılarak diyagonal pencereler açılır. Bir de şapel yapılır. Louvre Kulesi, kitaplığa dönüştürülür ve krallığın kitap koleksiyonu buraya taşınır. Zemin terracota taşlarla döşenir, ayrıca binaya çok şık bir de merdiven eklenir. Tüm bu çalışmalar 1364-69 tarihleri arasında gerçekleştirilir.

Louvre Müzesi Paris

Louvre Müzesi Paris

Rönesans döneminin büyük Fransa Kralı I. François 1546’da Louvre’da büyük değişiklikler başlatır. Yüzük biçimli bir döner merdiven tasarlanarak binanın en üst kata ulaşımını sağlanır. Binanın giriş holü büyük salon olarak düzenlenir. Bu salona ve koridorlara Jean Goujon’a ait klasik ve dekoratif özellikler taşıyan heykel grupları yerleştirilir. Dış cephede ayrıca şık sütunlar ve diyagonal pencereler ve rölyeflerle görünüm değiştirilir. Sarayın müzeye dönüştürülmesi, Fransız ihtilalının sonrasına rastlar. 1793 yılında merkezi sanat müzesinin burada kurulmasına karar verilir.

Louvre Müzesi dış mekan (5)

Louvre Müzesi dış mekan

Bugün tabloların yer aldığı Büyük Galeri ile antik eserlerin teşhir edildiği Küçük Galeri’nin zemin katı 1802 yılında Denon’un genel müdürlüğü döneminde hizmete girer. 1803’te buraya Napolyon Müzesi adı verilir ve bütün zamanların en nadide koleksiyonları burada toplanır. Fransız Devrimi’nden sonra devrim hükümeti 1793’te büyük galeride düzenlenen Merkez Sanat Müzesi’ni halka açar. Ressam Jacques-Louis David Louvre’da sanat etkinliklerini ve merkez galeriyi yönetmek için başa getirilir. David burada belli aralıklarla sergiler düzenlemeye başlar.

Louvre Müzesi

Louvre Müzesi

Jacques-Louis David’in yönetiminde, Krallık resim koleksiyonu sergilerine kilise ve manastırlarda bulunan resimler de özel olarak getirtilip koyulur. Louvre Müzesi’ne 1797’de Vatikan’dan gelen Raphael’in tabloları ve ünlü İtalyan antikaları girer. Bu dönemde genç bir general olan Napolyon Bonaparte sanata tutkun bir kişiliktir. 1799’da Louvre Sarayı’ndaki Austria Bölümü müze antikalarının sergilendiği bir salona dönüştürülür. İmparator Napolyon Louvre Müzesi ile çok yakından ilgilenir. Kare Avlu ve Kolonad ile Rivoli Caddesi üzerindeki kuzey kanadını tamamlattırır.

Louvre Müzesi

Louvre Müzesi

Napolyon’un mimarları Tuileries’deki sarayı müzeye dönüştürerek ana binaya ilave ederler ve iç dekorasyonunu kusursuz biçimde tamamlarlar. İmparator Napolyon 1806’da Louvre Kompleksi içine, dış avluya, Carrousel Zafer Takını yaptırır. Tuileries Avlusu’nun giriş kısmına yerleştirilen bu tak büyük mermer heykellerle süslenip desteklenerek Napolyon tarzında yapılır. 1667-74’te Mimar Claude Perrault ve François d’Orbay sütunlu alan olarak düzenlediği Kolonad’ın merkezinde olan kare avluyu heykelli rölyeflerle zarif bir tarzda döşer.

Louvre Zafer Takı

Louvre Zafer Takı

Napolyon’un mimarları Kolonad’ın bir köşesinden müzeye çıkan büyük bir merdiven inşa ederler ve Napolyon’u simgeleyen “N” işaretini takarlar. 1815’te Napolyon hâkimiyetinin sona ermesi üzerine müttefikler, bütün eserleri eski yerlerine gönderine kararı alırlar ve koleksiyonlar dağıtılır. Ancak 1817’de Fransız Anıtlar Müzesi’nin kapatılarak oradaki heykellerin Louvre Müzesi’ne taşınması; Yunan, Roma, Mısır ve Doğu antik eserlerini içeren bölümlerin zamanla zenginleştirilmesi Müze’nin tekrar değerlenmesini sağlar. 1981’de Maliye Bakanlığının da buradan taşınmasıyla, binanın tamamının teşhir için kullanılması olanağı doğar.

Louvre Müzesi

Louvre Müzesi

Yenileme çalışmaları 8 yıl sürer ve 1989 yılında Louvre Müzesi’nin avlusundaki cam piramitler yapılır. Üçü küçük, biri büyük olan bu piramitleri Çin kökenli bir Amerikalı yapmış. Doğunun düş gücüyle Batı’nın tekniğini birleştirmiş ve ortaya mükemmel sonuç çıkmış. Louvre Piramidi olarak bilinen büyük piramit girişte yer almaktadır. Cam ve metalden oluşturulmuş olan bu Piramit, 603 adet eşkenar dörtgen ve 70 tane üçgen şeklinde pencereden oluşmaktadır. Piramidin yapımı sırasında büyük tartışmalar yaşandı. Pek çok kişi, bu fütüristik ya da kendi zamanına göre ileriyi görebilen piramidi, klasik tarzdaki müzenin genel yapısı ile uyumsuz buldu. Ancak, günümüzde, Eyfel Kulesi’nden sonra Paris’in en popüler yapılarından biri olarak bilinmektedir.

Louvre Müzesi Mona Lisa

Louvre Müzesi Mona Lisa

Louvre Piramidi turistlerin en çok fotoğraf çektikleri ve çektikleri yapılardan biri olmuştur. Süs gibi görünseler de oldukça işlevsel yapıları var piramitlerin. Mermerden yapılmış spiral biçimindeki büyük merdiveni inince, yer altında uçsuz bucaksız bir mekânla karşılaşırsınız. Kafeteryalar, lokantalar, kitap dükkânları, toplantı ve sergi salonları ve birbirine geçişli yüzlerce koridor ve odalar insanları şaşkına çevirir. Biz de şaşkına döndük ama Paris’te yeterli zamanımız olduğu için, panoramik de olsa gezebildik.

Paris Louvre Müzesi

Share Button