Altın Yol Marbella Puerto Banus
Puerto Banus ile Marbella arasındaki ulaşım ağı Golden Mile olarak tanımlanıyor. Golden Mile olarak tanımlanan Altın Yol, Puerto Banus’tan başlayıp, Marbella’nın batı kenarına kadar 7 km.lik bir bölümü kapsıyor. Golden Mile üzerinde çalışan oto yol kenti ikiye bölmüş. Otoyol boyunca iş merkezleri, beş yıldızlı oteller, golf sahaları ve diğer turistik oteller ile tatil siteleri yer almış. Otoyolun kuzey tarafı Blanca Dağı’na yaslanmış olup, halen gelişme halindedir.
Otoyolun güneyinde kalan sahil kesimi ise tamamen gelişmiştir. Puerto Banus ’tan Marbella ’ya doğru harekete geçip Altın Yolu tanımak istiyorum.
Rotam üzerinde birçok önemli plaj bulunuyor. Deniz ağzı kapatılarak yapay gölet ve sazlığa dönüştürülmüş debisi yok denecek kadar azalmış nehri geçtikten sonra ilk karşılaştığım plaj Playa de Rio Verde…
Yaklaşık 1500-1600 metre uzunluğundaki bu plajın kumları ince ve güzel olup, deniz dalgasızdı. Başlangıç noktasında Las Cuchis La Playa Fantastica adlı bir kıyı restoranı var. Restorana bağlı olarak masa sandalye ve kiralık şezlonglar bulunuyor. Mevsim gereği olsa gerek, pek fazla müşterisi yoktu. Biraz ilerleyince bir tatil sitesi müşterilerinin kıyıdaki kumlara yayılarak güneşlendiklerini görüyorum.
Yaklaşık 25 dakika yürüdükten sonra denize ulaşan, ancak suyu olmayan küçük bir ırmak ve üzerindeki köprü karşıma çıkıyor. Köprünün sol tarafına dikilmiş oldukça büyük bir levha üzerinde ‘’Viva Verde’’ yazmakta olup, iki daireden birinin içinde yürümekte olan bir yaya, diğerinde ise bisiklet vardı.
Viva Verde’nin Yeşil Yol anlamına geldiğini öğreniyorum. Puerto Banus ile Marbella arasındaki Golden Mile-Altın Yol’un bir parçası olmalı diye düşünüyorum. Beş dakika sonra da Güneş Sahili’nin en güzel plajlarından birine daha Playa de Casaplanca’ya ulaşıyorum.
Güneş Sahili ile tatil siteleri ve beş yıldızlı oteller arasında bulunan Yeşil Yol’un buraya kadar olan bölümü sıkıştırılmış toprak olarak düzenlenmiş. Viva Verde’ye girdiğim andan itibaren Yeşil Yol’daki yaya ve bisiklet trafiği artmış durumda. Avrupa’daki Yerel Yönetimler yürüyüş ve bisiklet yollarını kentin bir parçası olarak benimsemiş. Viva Verde’de, bisikletliler ve yayalar arasında yürüyüşümü sürdürüyorum.
Viva Verde’de dikkatimi çeken ve çok hoşuma giden bir yapılanma ile karşılaştım. Her şeyden öce, en doğal ihtiyaçlarımızdan bir olan tuvalet ihtiyacı çözülmüştü burada. Ortalama 500 metrede bir temiz, bakımlı ve ücretsiz tuvaletler vardı. Yorulan yayalar için banklar konulmuştu. Bunlar arasında ateşin çiçeklere dönüştüğü seramiklerden yapılmış banklara da rastladım.
Ayrıca su, meşrubat, bira ve benzeri içeceklerin bulunduğu büfelerin yanı sıra plaj bölgesinde yemek yiyebileceğiniz, panoramik deniz keyfi yapabileceğiniz, sörf yapanları izleyebileceğiniz restoranlar da vardı. Açıkçası her şey insanlar içindi.
Avrupa kentlerinin birçoğunda ‘’Keyif Bulvarı’’ olarak tanımlayabileceğimiz ‘’Paseo Maritimo’’ gibi yerler vardır. Viva Verde’nin Marbella girişine yaklaştığımız yerdeki adı ‘’Paseo Maritimo’’ dur. Gerçekten de bir keyif bulvarıdır Viva Verde ve uzantısı…
Aileler çocuklarını bisikletleriyle birlikte yanlarına almışlar. Şimdiden bisiklet sporu alışkanlığını kazandırmaya çalışıyorlar. Bir taşla üç kuş vurmaktan öte bir uygulama bunlar. Sağlık üzerindeki etkilerinin yanı sıra ulaşımda kullanıldığı için keseye yararlı, ulaşım giderleri azalıyor.
Bisikletlerde yakıt kullanılmadığından, sera etkisi yapan karbon salınımı yok ve çevreci araçlar. Daha yaşanır ve güzel bir dünyaya katkıları var. Palmiye ağaçları arasında süren yolculuğumuz 45 dakika sürdü.
8 Mart 2015 Pazar, Puerto Banus Marbella…
8 Mart 2015 Pazar sabahı belediye otobüsüyle gittiğimiz Marbella’yı panoramik olarak gezip, Puerto Banus’taki bir haftalık devre-mülkümüze dönmüştük. Ancak, aklım Marbella’daki Keyif Bulvarı olarak tanımlayabileceğim Paseo Maritimo ve uzantısı olan Yeşil yolda kalmıştı. Altın Yol olarak da tanımlanan bu yoldan yürümeliydim. Bir bölgeyi keşfetmenin en iyi yolu yürüyerek ve fotoğraf çekerek gezmektir.
Eşimle balkonumuzda çay keyfi yaptıktan sonra, çevreyi, özellikle Puerto Banus ile Marbella arasındaki Costa del Sol olarak bilinen Güneş Sahilini keşfetmek için odamızdan ayrıldım. Eşim dinlenmek istemişti. Bir yıl sonra, Marbella’ya ikinci kez gelişimizde eşimle de yürüyecektik Yeşil Yol’da…Bir dönem Avrupa Jet sosyetesi ile Suudi Kral ve prenslerinin gözbebeği olan Marbella, Endülüs’te yer alan bir cennet köşesi olarak biliniyor. Costa Del Sol olarak bilinen Güneş Sahilleri ile Dünyadaki en iyi 10 plajdan biri de bu cennet köşesinin sahillerinde bulunuyor.
Yılın 300 günü güneşli Akdeniz ikliminin hâkim olduğu 150.000 nüfuslu Marbella, İspanya’nın en popüler tatil yerlerinden biri. Yaz aylarında gelen ziyaretçilerle beraber nüfusu 800.000’i geçiyor. 26 km uzunluğundaki Güneş sahillerine sahip olan bu kent eski bir Roma yerleşim birimidir. Tarihi M.Ö. 1600 yılına kadar uzanan Marbella, halkı balıkçılık ve çiftçilik yapan bir kasaba iken, yılda 5 milyon turisti ağırlar hale gelmiş. Bu kadar popüler olması ve ilgi görmesinin en önemli nedenlerinden biri, kentte ve kıyılarında doğal yapının korunmuş olmasıdır.
Yılın 300 günü güneş alan bu kentte yaşam hiç bitmemekte. Marbella sahilleri tüm dünyada olduğu gibi, tatil köyleri, oteller ve yazlık villalarla dolu. Puerto Banus ile Marbella arasındaki sahil şeridi de öyle…İnternet’ten yaptığım araştırmaya göre, Puerto Banus ile Marbella arasındaki ulaşım ağı Golden Mile olarak tanımlanıyor. Golden Mile olarak tanımlanan Altın Yol, Puerto Banus’tan başlayıp, Marbella’nın batı kenarına kadar 7 km’lik bir bölümü kapsıyor.
Golden Mile üzerinde çalışan oto yol kenti ikiye bölmüş. Otoyol boyunca iş merkezleri, beş yıldızlı oteller, golf sahaları ve diğer turistik oteller ile tatil siteleri yer almış. Otoyolun kuzey tarafı Blanca Dağı’na yaslanmış olup, halen gelişme halindedir. Otoyolun güneyinde kalan sahil kesimi ise tamamen gelişmiştir. İnternet’ten edindiğim bu bilgiler doğrultusunda, Puerto Banus’tan Marbella’ya doğru, Rio Verde deresi üzerindeki köprüden geçerek, harekete geçtim.
Rotam üzerinde birçok önemli plaj bulunuyor. Deniz ağzı kapatılarak yapay gölet ve sazlığa dönüştürülmüş nehri geçtikten sonra ilk karşılaştığım plaj Playa de Rio Verde… Yaklaşık 1500-1600 metre uzunluğundaki bu plajın kumları ince ve güzel olup, deniz dalgasızdı. Başlangıç noktasında Las Cuchis La Playa Fantastica adlı bir kıyı restoranı var. Restorana bağlı olarak masa sandalye ve kiralık şezlonglar bulunuyor. Mevsim gereği olsa gerek, pek fazla müşterisi yoktu.
Biraz ilerleyince bir tatil sitesi müşterilerinin kıyıdaki kumlara yayılarak güneşlendiklerini görüyorum. Yaklaşık 25 dakika yürüdükten sonra denize ulaşan, ancak suyu olmayan küçük bir ırmak ve üzerindeki köprü karşıma çıkıyor. Köprünün sol tarafına dikilmiş oldukça büyük bir levha üzerinde ‘’Viva Verde’’ yazmakta olup, iki daireden birinin içinde yürümekte olan bir yaya, diğerinde ise bisiklet vardı. Viva Verde’nin Yeşil Yol anlamına geldiğini öğreniyorum. Puerto Banus ile Marbella arasındaki Golden Mile-Altın Yol’un bir parçası olmalı diye düşünüyorum. Beş dakika sonra da Güneş Sahili’nin en güzel plajlarından birine daha Playa de Casaplanca’ya ulaşıyorum.
Güneş Sahili ile tatil siteleri ve beş yıldızlı oteller arasında bulunan Yeşil Yol’un buraya kadar olan bölümü sıkıştırılmış toprak olarak düzenlenmiş. Viva Verde’ye girdiğim andan itibaren Yeşil Yol’daki yaya ve bisiklet trafiği artmış durumda. Avrupa’daki Yerel Yönetimler yürüyüş ve bisiklet yollarını kentin bir parçası olarak benimsemiş. Hafif aerobik sınıfına giren yürüyüş ile ağır aerobik sınıfına giren bisiklet sporunu teşvik ediyor ve öncelik tanıyorlar. İnsanlık tarihinin %99 luk bölümü Paleolotik Çağ olarak tanımlanıyor.
Bu çağdaki atalarımız meyve toplayıcı ve avcı topluluklar halinde yaşamaktalar. Avlanmak ve meyve toplamak için de günde 15-20 km yürümek ve koşmak zorundaydılar. Bedenimizin her türlü eylemlerini sağlayan ve denetleyen ilkel beynimiz, bizim hala paleolitik çağda yaşadığımızı sanmakta… Hareketsizliği ve emekliliği reddetmekte fiziksel beynimiz… Hareketsizlik ve emekliliği karakış ya da kuraklık olarak algılamakta, acil olanlar dışındaki devreleri kapatmaktadır.
Bağışıklık sistemi çöktüğü gibi, bedenimizdeki karaciğer, dalak, mide gibi birçok organ çalışmasını sonlandırmaktadır. Çağdaş tıp, hastalıklardan korunmak ve bağışıklık sistemini güçlendirmek için yürümeyi, kaslarımızın gelişmesi ve çoğalması için de ağır aerobiğin bir parçası olan bisiklet sporunu öneriyor. Bu düşünceler arasında, Viva Verde’de, bisikletliler ve yayalar arasında yürüyüşümü sürdürüyorum.
Viva Verde’de dikkatimi çeken ve çok hoşuma giden bir yapılanma ile karşılaştım. Her şeyden öce, en doğal ihtiyaçlarımızdan bir olan tuvalet ihtiyacı çözülmüştü burada. Ortalama 500 metrede bir temiz, bakımlı ve ücretsiz tuvaletler vardı. Yeşil Yol olarak tanımladığım Viva Verde üzerinde, yorulan yayalar için banklar konulmuştu. Bunlar arasında ateşin çiçeklere dönüştüğü seramiklerden yapılmış banklara da rastladım.
Ayrıca su, meşrubat, bira ve benzeri içeceklerin bulunduğu büfelerin yanı sıra plaj bölgesinde yemek yiyebileceğiniz, panoramatik deniz keyfi yapabileceğiniz, sörf yapanları izleyebileceğiniz restoranlar da vardı. Açıkçası her şey insanlar içindi. Avrupa kentlerinin birçoğunda ‘’Keyif Bulvarı’’ olarak tanımlayabileceğimiz ‘’Paseo Maritimo’’ gibi yerler vardır. Viva Verde’nin Marbella girişine yaklaştığımız yerdeki adı ‘’Paseo Maritimo’’ dur.
Gerçekten de bir keyif bulvarıdır Viva Verde ve uzantısı… Aileler çocuklarını bisikletleriyle birlikte yanlarına almışlar. Şimdiden bisiklet sporu alışkanlığını kazandırmaya çalışıyorlar. Bir taşla üç kuş vurmaktan öte bir uygulama bunlar. Sağlık üzerindeki etkilerinin yanı sıra ulaşımda kullanıldığı için keseye yararlı, ulaşım giderleri azalıyor. Bisikletlerde yakıt kullanılmadığından, sera etkisi yapan karbon salınımı yok ve çevreci araçlar. Daha yaşanır ve güzel bir dünyaya katkıları var.
Palmiye ağaçları arasında süren yolculuğumuz devam ediyor. Sahilde güneşlenenler ve denize girenler görülüyor. Coğrafik konumu ve kıyı bölgelere sığınak olan La Concha Dağı sayesinde Marbella kendine özgü mikro iklim özelliklerine sahiptir. Sene boyunca hava ılımandır – ne sert kışlar ne de boğucu yazlar vardır- ve hazirandan eylüle kadar hemen her gün, aynı zamanda mart – ekim arası sıcak günlerde hatta bazı kasım günlerinde bile güneşlenebilirsiniz.
Palmiyeler arasında yürür ve kumsallardaki keyifli insanları izlerken zamanın nasıl aktığının farkına bile varmamıştım. Saatime baktığımda bir saate yakın yürüdüğümü ve Playa de La Fontanilla’ya geldiğimi görüyorum. Sahil uzunluğu 1000 metreden fazla olan Fontanilla’nın sahil genişliği de 30 metreden fazla olup, bir kent plajının bütün beklentilerini karşılayacak özellikte… Kiralama sisteminin olduğu bölgelerinde bol miktarda şemsiye ve şezlong var ücretli olarak.
Şemsiye ve şezlong kiralama istemezseniz, diğer bölgelerinde denize girersiniz kendi şemsiyenizle. Deniz sonrası duş alabileceğiniz ücretsiz yerler var her yerde. Gıpta ettim Marbella Belediyesi’nin uygulamalarına…Fontanilla plajını gözden geçirerek yürümüş ve marinaya kadar gelmiştim bu arada. Bir saat 15 dakika yürümüştüm Viva Verde ve uzantılarında.
Yorgunluk atmak için, Fontanilla’nın panoramik görüntüsünü alan bir kafeye oturup, 1,90 Euro’ya bira içtim. Yanın da da promosyon olarak zeytin vermişlerdi. 20 dakikalık bir moladan sonra Keyif Bulvarı olan Paseo Maritimo’da geri dönüş yolculuğu başladı Puerto Banus’a doğru. Yeşil Yol olarak tanımladığım Viva Verde üzerinde sıkı ve tempolu bir yürüyüşle otelimiz Melia’daki butik dairemize dönmüştüm…
Yaklaşık bir buçuk yıl sonra, 12 Kasım 2016’da ikinci kez Puerto Banus Marbella’ya geldiğimizde, bir öğleden sonra eşim Serap Akıncı ile bu keyifli yolda yürümüş ve büyük keyif almıştık….