Maşukiye Kartepe Sapanca
2 Eylül 2017, Maşukiye alabalık vadisi…
Günübirlik gezilerin hem yakın çevremizi hem de ülkemizi tanımak ve tanıtmak açısından oldukça yararlı olduğuna inananlardanım. Yıllardır yaptığımız Ankara-İstanbul karayolu yolculuklarında, yolumuz üzerinde bulunan Sapanca beldesi ve gölünü defalarca görme ve gezme olanağımız oldu. Özellikle Sapanca ve Sapanca Gölü saklı cennetlerden biri olarak karşıma çıkmıştı. Ancak, Sapanca’nın yaklaşık 12 km batısında kalan Maşukiye ve Maşukiye Alabalık Vadisi ve çevresini görmemiştim.
2 Eylül 2017 Cumartesi günü Tatile Özlem grubunun düzenlediği Sapanca Maşukiye Ağva Turu tam da istediğim bir gezi turuydu. Tur programı, gereği sabah saat 07.30’da İstanbul Beşiktaş Yıldız Camii önünden hareket edecek olan ”Tatile Özlem” tur otobüsünde yerlerimizi alıyor ve yolculuğumuz başlıyor. Tur sorumlusu ve rehberimiz Mehmet kahvaltımızı Maşukiye Osmanlı restoranda yapacağımızı söylüyor. Yaklaşık iki saatlik bir yolculuktan sonra, saat 09,30’da, Kocaeli / İzmit Merkez ile Sapanca gölü arasındaki ana yol üstünde yer alan restorana ulaşıyoruz.
Kartepe eteklerindeki Maşukiye ‘de, gökyüzü ve yeşilin doğayla iç içe olduğu Osmanlı Bahçesi Restoran’a bir asma köprü ile geçiyoruz. Restoran bahçesi asırlık ağaçların altında grup organizasyonuna göre düzenlenmiş piknik masalarıyla bizi karşıladı. Önceden rezervasyonlu olduğumuz için, anında kahvaltı masaları donatıldı. Bahçenin ortasındaki havuzun fıskiyelerinden çıkan su sesleri eşliğinde muhteşem bir serpme kahvaltısı yaptık. Kahvaltıda kızarmış ekmek, zeytin, köy tereyağı, reçel, köy balı, beyaz peynir, kaşar peyniri, mıhlama, kiremitte yumurta, domates, salatalık ve semaverde çay vardı. Memnun kaldık.
Kahvaltıdan sonra fotoğraf çekiminin yanı sıra tesisle ilgili bilgi edinmek istedim.Yetkililerden edindiğim bilgilere göre Osmanlı Bahçesi, Karatepe’den gelen dere kenarında yaklaşık 6500 m2 alan üzerine kurulmuş. Tesisin ana binasını Artvin yayla köylerinden getirilmiş olan, yöreye özgü, 100 yıllık ve tamamen ahşap bir kır evi oluşturmakta. Yaklaşık yüzyıl öncesi el işçiliğiyle yapılmış olan ahşap yapı kestane ağacından. Çivi ve benzeri birleştirme unsurları kullanılmamış. Önceden hazırlanmış yapı elemanları ağaçlar üzerinde oluşturulan oyma ve geçme kilit sistemiyle inşa edilmiş. Yetkililere teşekkür ettikten sonra, yaklaşık bir saat kaldığımız Osmanlı Bahçesinden Sapanca Gölü kıyısındaki SEKA Kamp Piknik alanına gitmek üzere tur otobüsüne biniyoruz. Tur programındaki Sapanca maddesi de usulden yerine getirilmiş olacak.
Yaklaşık bir saat kaldığımız Osmanlı Bahçesi’nden Sapanca Gölü kıyısındaki SEKA Kamp Piknik alanına gidiyoruz. Piknik alanı 40.000 m2 alanda kurulmuş. Göl manzarası eşliğinde, aileler SEKA Kamp alanında piknik yapıyorlardı. Rehberimize göre, sapanca gölünde yüzebilir ve oltamızla ile balık tutabilir mişiz. Alanda futbol, basketbol ve voleybol sahaları da bulunmaktadır. Ayrıca, piknik alanından, tahta köprüler yardımıyla Sapanca Gölü’ne ulaşılıyor.
Etrafı, her türlü ağaç ve bitki deniziyle çevrili olan Sapanca Gölünün manzarası oldukça görkemlidir. Otoyoldan geçenlerin hayranlıkla seyrettiği Sapanca Gölü, kendisine bakanları adeta büyüler ve davet eder. Gölün karşısında Sapanca merkezi bulunuyor. Yeterli fotoğraf çekildikten sonra tur otobüsündeki yerlerimizi alarak Maşukiye merkezine hareket ediyoruz.
Tur rehberimiz Mehmet bilgi veriyor. Maşukiye ’nin ismi “âşık” anlamına gelen “Maşuk’tan” geliyormuş. Eski adı Voçbe Hable olan Maşukiye 1864 yılında sona eren Kafkas-Rus savaşları sonunda bölgeye yerleşen Çerkezler tarafından kurulmuş. Karadeniz’in muhteşem bitki örtüsünü andıran yeşillikleri ile muhteşem bir doğaya sahip olup, son yılların en popüler yerlerinden biri haline gelmiş. Maşukiye gezilecek yerler listesinin ilk sıralarında yer alsa da, aslında, bu bölgede restoranlar dışında pek bir şey yok. Maşukiye demek, organik serpme kahvaltı ve alabalık yemek demek. Bunların en güzel adresi ise Maşukiye Alabalık Vadisine yayılmış olan alabalık restoranları.
Restoranların en büyük özelliği, hepsinin doğa ile iç içe olması. Restoranların birçoğu içinde irili ufaklı birçok şelale barındırıyor. Kirazı ile ünlü olan bölgede yer alan kiraz bahçelerine, kiraz mevsiminde ise uğrayabilirsiniz. Bunun dışında Pazar günleri merkez meydanda kurulan meyve sebze pazarını dolaşıp taze ürünler alabilirsiniz.
SEKA Kamp Piknik alanından 6 km uzaklıktaki Maşukiye Yazıcı Köy Evi önüne Saat 11,00 civarında ulaşıyor ve otobüsten iniyoruz. Rehberimiz burada bir saat kalacağımızı belirttikten sonra ‘’İsteyen konuklarımız çok yönlü arazi aracı olarak da bilinen ATV motorlarından kiralayıp, Kartepe tepelerine çıkarak Sapanca Gölü ve çevresini panorama olarak görüp, fotoğraf çekebilirler. Araçların yarım saatlik ücretleri 70 TL’dir. Diğer bir seçenek de Maşukiye Alabalık Vadisinin gezilmesidir. Karar sizin. Dedi. Ben Alabalık Vadisini gezmek istedim.
Alabalık vadisinde yukarılara doğru çıkmaya başlıyorum. Vadinin hemen içinde, Yazıcılar deresi akıyor. Akıyor dediğime bakmayın, akmıyor aslında. Etrafta dere ve su pınarları var ama küresel ısınmanın etkileri burada daha açık seçik görülüyor. Derelerde doğal su yok, besleme su var. Vadi boyunca Maşukiye Değirmen Alabalık, Saklı Bahçe, Şelale Restorant ve Pınar Alabalık Tesisi gibi kuruluşlara rastlıyorum. Vadide ilerledikçe, susuz dereler ve çağlayanlar çevresine kurulmuş çardak türündeki balık restoranlarının yanı sıra turistik işletmeler de oldukça fazla.
Her yörenin kendisine özgü bazı özellikler ile ünlü olduğunu görebilirsiniz. Maşukiye ‘nin ise birçok özelliği arasında ülkedeki en lezzetli alabalıkları yiyebileceğiniz yer olması. Ünlü Maşukiye serpme yayla kahvaltısı öne çıkıyor. Maşukiye Alabalık Vadisi ismi de bu özellikler tarafından vurgulanan konular nedeni ile öne çıkmış.
Alabalık vadisinde yaklaşık 1,5 km ilerlemişim ve zamanda geçmiş. Rehberimizin uyarısını dikkate alarak Alabalık vadisinden geri dönüyorum. Diğer katılımcıların da toplanmasıyla tur otobüsünde yerimizi alıyor ve saat 12,30’da Ağva’ya doğru harekete geçiyoruz. Rehberimiz yaklaşık iki saat sürecek yolculuktan sonra, Ağva’da Göksu deresi kenarında konuşlanmış olan Canan Motel Restoran’da öğle yemeği molası vereceğimizi söylüyor.
Yemekte salata ve meşrubatın yanında alınabilecek seçenekleri sıralayarak, istekleri not ediyor. Telefonla sipariş verecek ki gittiğimizde hazır olsun. Seçeneklere bakıyoruz. Balık menüsünde Çipura ya da levrek tercihi var. Balık dışında ise ızgara köfte ve tavuk ızgara seçimi sunulmuş. Ben çipura balık tercihini kullanıyorum. Ağva’ya yolculuk başlıyor.