Monte Carlo Monaco
”Bir varmış, bir yokmuş…Amerikalı varlıklı ve ünlü bir ailenin Grace Kelly adlı bir kızları varmış.” Diye başlayan masalın sonrasında dünyaca ünlü bir sinema yıldızı olan Grace Kelly 1955 yılında Cannes film festivaline davetli oyunculardan biri olur. Bu festival ünlü oyuncunun hayatının dönüm noktalarından biri olacaktır.
Davetlilerden diğer biri olan Monako Prensi III. Rainier görür görmez Kelly’ye aşık olur ve masal da böyle başlar. Prensin aşkına karşılık veren Kelly için düğün öncesi Monako Sarayı baştan başa yenilenir. Grace Kelly ailesi hizmetçileri ve köpeğiyle 18 Nisan 1956′ da lüks bir transatlantikle Monako’ya gelirler. Basının ve Kelly’nin hayranlarının büyük ilgi gösterdiği düğün töreni için 20.000 kişi sokaklara dökülmüştü.Dünya televizyonlarından naklen verilen tören olay olmuştu. Bundan sonra da Monaco Akdeniz’in bir masal ülkesi haline geldi.
Monaco Prensliği, 714 yıldır Grimaldi Ailesinin bir kolu tarafından yönetilen bir şehir devleti. Öyle ki Vatikan’dan sonra Dünya’daki ikinci küçük bağımsız devlet… Adı Milattan önceye kadar uzanan ve eski Yunancada “Tek Ev’’ anlamına gelen Monako, bir Ceneviz sömürgesi olarak kurulmuş. Bu adın, halkının müstakil evlerde oturmasından kaynaklandığı ise söylentiler arasında.
On üçüncü yüzyılda François Grimaldi’nin, bu gün üzerinde prenslik sarayı olan Monako Kayası’nı ele geçirmesinden itibaren de Monako toprakları Grimaldi ailesi tarafından yönetilmiş. Fransız Rivierası’nda, Nice ile Menton arasında, bulunan Monaco Şehir Devleti dört idari birim ya da bölgeden oluşmaktadır. Bunlar Monaco Ville, Monte Carlo, Fontveille ve La Condamine’dir…
9 Haziran 2016 Perşembe, Monaco…
Konaklama yerimiz Villeneuve Loubet’te altıncı günümüz. Bu günkü programımızda Monte Carlo yolculuğu var. Önce Nice’e, sonra da Le Port Nice’ten kalkan 100 nolu otobüsle Monte Carlo’ya gideceğiz. Her şey yolunda gidiyor ve saat 13,00 civarında, Port Hercule geçilerek, Monaco’nun idari birimlerinden biri olan Monte Carlo’da oluyoruz.
Dünyanın en ünlü yat limanlarından biri olan Port Hercule’nin kuzeyinde Monte Carlo, güneyinde ise Monaco Prensliği ana idari bölümü yer almaktadır. Prensliğin en lüks bölgesi Monte Carlo olup, Prenslikte yaşayan 36 000 kişilik nüfusun 25 000’i Monte Carlo’da bulunmaktadır. Monaco’yu, daha doğrusu Monte Carlo’yu bir kumar kenti olmaktan çıkarıp, milyarderlerin vergi cenneti haline getiren Prens Albert’in babası Prens Rainier idi. 1956 yılında ünlü film yıldızı Grace Kelly ile evliliği 20. Yüzyılın masalı olarak tanımlanmış ve düğün töreni 30 milyon kişi tarafından izlenmişti. Bu olaydan sonra da Monaco kumarhaneler kenti olmaktan kurtulmuştu.
Otobüsten Jardins de la Petite Afrique civarında iniyoruz. Çölde bir vaha etkisi yapan parkın içinden geçerek Place du Casino olarak bilinen Gazino meydanına ulaşıyoruz.
Dikdörtgen biçimindeki meydanın ortasında demir parmaklıklarla çevrilmiş mükemmel peyzajı olan bir göbek bulunuyor. Tam ortasına fıskiyeli bir havuz ile oldukça büyük bir konveks-tümsek ayna konulmuş. Meydanın güneybatısında Hotel de Paris Monte Carlo, güneydoğusunda ise Casino Monte Carlo bulunuyor. Konveks ayna her iki yapıyı panoramik olarak gösteren en mükemmel bir konumda bulunuyor. Luna parklardaki güldüren aynalar aklıma geldi. Aynadaki görüntüleri, otel ile kumarhaneye masalımsı bir hava katmış.
Meydanın kuzeyine odaklanıyorum. Kuzeybatısında oldukça ilginç yapılarıyla Louis Vuitton Monaco, Monte Carlo Pavillons ve Saint Lourent Monaco yer alırken kuzeydoğusunda Cafe de Paris yer alıyordu. Bir bardak portakal suyunun 9 Euro olduğu Cafe de Paris’te iğne atsan yere düşmez deyimi geçerliydi. Sanki herkes oradaydı. Biz de oturduk. Üç bardak portakal suyuna 27 Euro ödedik.
Cafe de Paris’in karşısında yer alan Hotel de Paris Süper lüks bir otel olup, 1864 yılından kalma…Kişi başı gecelemesi 2 000 TL’den başlayan otel şarap mahzenli bir binada hizmet vermektedir. Amerikan tarzı bir piyano bar ve ünlü Casino Meydanı manzaralı 2 restoranı olduğunu öğreniyoruz. Önünde, otel valeleri tarafından teslim alınan ve park edilen milyon liralık süper lüks arabalar bulunuyor.
Meydanda her milletten ziyaretçiler var. Hemen hepsi de kumarhane ile kumarhane önündeki süper lüks otomobillerin fotoğraflarını çekiyor. Bazıları da otomobillerin yanında yer alarak selfie çekim yapıyordu. Serap, Hülya ve ben de selfie çekim yaparak kendimizi Monte Carlo’da ölümsüzleştirdik.
Monako Prensi III. Charles’ın 1856’da bir anonim şirkete verdiği izinle, 1861’de açılan kumarhanenin çevresinde gelişen yerleşkeye beş yıl sonra Monte Carlo adı verilmiş. Ardından Monako Prensliğine gelir kaynağı sağlamak amacıyla, Monte Carlo dünya zenginleri için lüks ve görkemli bir kumar merkezine dönüştürülmüş. Oyun masaları yalnızca Monako’yu dışarıdan ziyarete gelenlere açık…
1878 yılında Grand Theatre Monte Carlo adıyla kumarhanenin içinde bir opera binası yapılmış. Opera binası nedeniyle Monte Carlo Casino’nun içerisinde büyüleyici kabartmalar ve sütunlar yer almış. Hülyanın teklifi üzerine kumarhaneye girdik. Serap ile Hülya kişi başı 10 Euro ödeyerek kumar makinelerinin bulunduğu bölüme girdiler.
Monte Carlo’da turistlerin en çok ilgisini çeken ve önünde fotoğraf çektirilen mekan, Casino Monte Carlo olarak bilinen kumarhanedir. Monaco Prensliği’nin en önemli gelir kaynaklarından biridir. Pasaportu olanların 10 Euro karşılığinda giriş yspabildikleri Casino’da, kollu kumar makinelerini kullanabilmek için ayrıca fiş almak zorundasınız Casino Monte Carlo tam bir darphane gibi çalışmakta ve Monaco Prensliği’nin önemli gelir kaynaklarından birini oluşturmaktadır. Ben ana girişte fotoğraflar çektikten sonra, dışarı çıkarak çevreyi keşfe çıktım. Panoramik bir turdan sonra meydanın güneyindeki Port Herküle bölgesine geçtim.
Dünyanın en ünlü yat limanlarından biri olan Port Hercule’nin kuzeyinde Monte Carlo, güneyinde ise Monaco Prensliği ana idari bölümü yer almaktadır. Prensliğin en lüks bölgesi Monte Carlo olup, Prenslikte yaşayan 36 000 kişilik nüfusun 25 000’i Monte Carlo’da bulunmaktadır. Monaco’yu, daha doğrusu Monte Carlo’yu bir kumar kenti olmaktan çıkarıp, milyarderlerin vergi cenneti haline getiren Prens Albert’in babası Prens Rainier idi. 1956 yılında ünlü film yıldızı Grace Kelly ile evliliği 20. Yüzyılın masalı olarak tanımlanmış ve düğün töreni 30 milyon kişi tarafından izlenmişti. Bu olaydan sonra da Monaco kumarhaneler kenti olmaktan kurtulmuştu.
Monaco Prensliği, 714 yıldır Grimaldi Ailesinin bir kolu tarafından yönetilen bir şehir devleti. Öyle ki Vatikan’dan sonra Dünya’daki ikinci küçük bağımsız devlet… Adı Milattan önceye kadar uzanan ve eski Yunancada “Tek Ev’’ anlamına gelen Monako, bir Ceneviz sömürgesi olarak kurulmuş. Bu adın, halkının müstakil evlerde oturmasından kaynaklandığı ise söylentiler arasında. On üçüncü yüzyılda François Grimaldi’nin, bu gün üzerinde prenslik sarayı olan Monako Kayası’nı ele geçirmesinden itibaren de Monako toprakları Grimaldi ailesi tarafından yönetilmiş. Fransız Rivierası’nda, Nice iloluşmaktadıre Menton arasında, bulunan Monaco Şehir Devleti dört idari birim ya da bölgeden . Bunlar Monaco Ville, Monte Carlo, Fontveille ve La Condamine’dir…
Monako dağlar ve deniz arasına sıkışmış 18 kilometrekarelik bir alana sahip. Bu yapılanmasından kaynaklanan Monakoluların bir deyimini öğreniyoruz. ‘’Binaların bittiği yerde Fransa başlar.’’ Diyorlar. Bu kadar küçük olan devlette yaşamakta olan 36 000 kişinin 25 000’i Monte Carlo’da yaşamaktadır. Bu açıdan Monte Carlo dünyanın en yoğun nüfuslu yerlerinden bir tanesidir. Prensliğinin önündeki en büyük sorunlardan biri yetersiz yerleşim alanıdır. Yapılan araştırmalara göre her 10 yılda bir 350.000 metrekare ekstra alan oluşturulması gerekiyor. Bu yüzden denizleri doldurmayı ve şehri yeniden inşa etmeyi içeren bir şehircilik politikası yürütülüyor. 1965 yılında, Prens Rainier döneminde, deniz doldurularak toprak kazanılmış. Bu kazanım Monako tarihinde yapılan ve kazanılan en büyük yapay alan olmuş. Sekiz yıl süren çalışmalar sonunda on beş futbol sahası büyüklüğünde bir alan elde edilmiş. Yetersiz yerleşin alanı için diğer bir çözüm olarak da yeni yapılmakta olan binaların yüksekliği… Binaların yüksekliği gittikçe arttırılıyor.
Dağlara sırtını dayamış Monako’da hayat dikey yaşanıyor. Dikey yaşanan hayattaki bu zorluğu aşmak için birçok asansör ve yürüyen merdiven yapılmış. Geleneksel merdivenlerin yanında toplam kırk civarında mekanik bağlantı var. Bu asansör, merdiven ve mekanik bağlantıları büyük bölümü Monako kayalığının içinde yapılmış olup, alandan kazanılmış. Otoparkların büyük bölümü de bu Monako kayası içinde bulunmaktadır.
Monako Prensliğinin diğer önemli bir sorunu da Grimaldi Ailesinin neslinin devam ettirilmesi. 1861’de bağımsızlığını yeniden kazanan minik prenslik, 1918’de Fransa’yla yeni bir antlaşma imzalar. Buna göre, Grimaldi hanedanının tükenmesi durumunda Monako, Fransız koruması altında özerk bir devlet haline getirilecektir. Bu nedenle, prensliğin varisleri evlenmek ve çocuk sahibi olmak zorundalar.
Port Hercule’nin güneyinde Monaco Ville bulunuyor. Eski Monako olarak tanımlanan Monako-Ville bir yarımada şeklinde… Serap ile Hülya kumarhanede iken ben de yarımadaya gidiyorum. Yarımadanın kuzey tarafından Port Herküle Yat Limanı görülürken, güney tarafında da turistik ve sportif bir yerleşim alanı olan Port de Fontvieille’yi yukarıdan görebiliyorsunuz. Fontvieille deniz doldurularak oluşturulan bölgelerden biri. Burada Prens Albert’e ait oldukça detaylı bir heykelin yanı sıra François Grimaldi’nin rahip kıyafetli bir heykeli bulunuyor. Rahip kıyafetli heykelin ilginç bir hikâyesi de var. François Grimaldi, Ceneviz’den kovulan Grimaldilerin 1297 yılında Monako kayalığındaki kalenin fethedilmesinde baş rolü oynayan kişi.Rahip kılığında kaleye girerek, Truva Atı rolünü oynamıştır.