Nice’te Güzel bir gün

8 Haziran 2016 Çarşamba, Nice…

Konaklama yerimiz Villeneuve Loubet’te beşinci günümüz. Dün, Salı günü, hem San Tropez hem de Cannes gezileri bir arada gerçekleştiğinden oldukça yorucu geçti. Eşim Serap ile bize eşlik eden aile dostumuz Hülya havlu attılar. Dinlenmek ve denize girmek istiyorlar. Biraz enerji toplamak ve Perşembe günü gitmek istediğimiz Monte Carlo için enerji toplamak gerekiyor.

Albert 1 Bahçeleri

Albert 1 Bahçeleri

Ben kendimi iyi hissediyorum. Nice gidip, bizi Monte Carlo’ya götürecek olan 100 nolu otobüsün hareket  terminalini bulmam gerekiyor. Sıkı bir kahvaltı yaptıktan sonra, konaklama yerimiz olan İnter Hotel Sea Side Park’tan 3oo metre uzaktaki otobüs durağına gidiyorum. Çok beklemeden gelen 200 nolu otobüsle, yaklaşık 45 dakikada Le Meridien Nice’in önündeki son durağa ulaşıyoruz. Google haritalardan, Gare Routiere olarak bilinen ana otobüs terminalinin 2,5 km kuzeydoğuda olduğunu öğreniyorum. Albert bahçeleri üzerinden önce Garibaldi Meydan’na, sonra da ana otobüs terminaline ulaşıyorum yaklaşık yarım saatte. Ancak, hiçbir durakta bizi Monte Carlo’ya götürecek otobüsün durağını temsil eden 100 levhasını göremiyorum.

Nice Port Fransa

Nice Port Fransa

Terminalde, uzak bölgelere ulaşım sağlayan bilet satış ofisindeki görevlilerden yardım istiyorum akıllı telefonuma yazdıklarımla. Lütfen ile başlayıp, teşekkürle sona eren yardım yazılarına oldukça olumlu yaklaşıyorlar. 100 nolu otobüsün hareket saatlerini bildiren bir listenin başındaki Le Port yazısını gösteriyorlar. Google haritalarda Le Port, Nice Port’un kuzeyinde bir yeri işaret ediyordu. Yaklaşık 2 km’lik bir yürüyüşten sonra Le Port’a, Monte Carlo kalkış noktasına ulaşıyorum. Gönül rahatlığı ile oturduğum bir çınar ağacı altında, evde hazırlanan sandviçlerimi yedikten sonra Nice Kalesi’ne gitmeye karar veriyorum.

Nice Kalesi

Nice Kalesi

Haritalarda ”Montee du Chateau” olarak tanımlanmış olan Kale’nin dolambaçlı yollarına giriyorum. Castle Park ya da Parc du Chateau olarak bilinen 92 metre yükseklikteki tepeye tırmanmaya başlıyorum. Eğimli ve dönemeçli bu yol beni önce Yahudi-Hıristiyan Mezarlığı olan Cimetiere Israelite bölgesine götürüyor. Son derece bakımlı olan mezarlıkta geçmiş dönemin önemli kişilerinin mezarları olduğu görülüyor.

Nice Cote D'Azur Fransa

Nice Cote D’Azur Fransa

Yaklaşık 10 dakika kaldığım Mezarlıktan çıkarak Nice’ın panoramik fotoğraflarını çekebileceğim teraslara yöneliyorum. Alt teraslarda panoramik fotoğraflar çektikten sonra, Promedane des Anglais’ten görülebilen Nice’in ünlü çağlayanını bulmak istiyorum. Geçen yıl bulmuştum, ancak su akmıyordu. Bu kez bütün ihtişamıyla kendini göstermişti. Çağlayandan çevreye yayılan su damlacıkları, bir yağmur sonrası ortaya çıkan gökkuşağı renkleri ortama masalımsı bir hava katıyor. Kalenin ziyaretçilerinin büyük bir bölümü burada ve sürekli fotoğraf çekiyorlar. Ben de onlarca fotoğraf çekiyorum. Gözlerimi yukarı çevirip, baktığımda ise, kalenin en üst seyir terasında bulunan bazı ziyaretçilerin ayaklarını sallandırarak oturduklarını görüyorum. Çağlayan eşliğinde Promeda des Anglais’in görüntüsünü seyre dalmışlardı.

Cote D'Azur Fransa

Cote D’Azur Fransa

Nice’in en etkileyici ve panoramik fotoğraf yeri neresidir? Derseniz. Sorunuzun yanıtı Nice Kalesi’nde yatmaktadır. Gerçi Google haritalar ve internet sorgulamalarında Parc du Chateau olarak geçiyor ama biz yine de Nice Kalesi diyelim. Château sözcüğü Fransızcadan Türkçeye Şato olarak geçmiş. Genelde Şato, Orta Çağ Avrupa’sında bir bölgenin derebeyinin oturduğu büyük ve korunaklı binalara verilen isim olarak biliniyor. Şatolar ilk zamanlarda feodal beylerin yönetim merkezi ve oturduğu yerdi. Daha sonraki tarihlerde şatolar asillerin de oturduğu geniş ve korunaklı özel meskenler haline geldi.

Cote D'Azur

Nice Cote D’Azur

Bazı dilbilimciler “Chateau” kelimesinin tam Türkçe karşılığı “Hisar”dır diyor. Şatolar, toprak sahibi olan derebeylerinin kendi malı olarak görülürdü.  Avrupa’da, Şatoların bu özelliklerinden ötürü şehirlerin savunma yapıları olan kale ve hisar gibi yapılar yöneticiyle özdeşleşmiş ve ikamet ağırlıklı olmuşlardır. Şato ve Kale aynı anlamda kullanılır olmuştur. Eski Nice’te, bir kayalık üzerinde 12. yüzyılda oluşturulan kale, 1706 yılında 14. Louis tarafından yerle bir edilir. Yalnız 16. Yüzyıl yapısı olan Tour Bellanda kalır. Kalenin 14. Louis tarafından yıkılmasından sonra yeni bir kale yapılmamış, kayalık tepe park olarak kullanılmaya başlamış. Antik Yunan motifli seramik mozaiklerle süslenmiş olan bu yapı bugün, kent ve çevresinin muhteşem bir panoramasını sunan bir teras olarak kullanılmaktadır. Piknik için harika bir yer olarak tanımlanmaktadır.

Cote D'Azur

Nice Cote D’Azur

Nice Cote D'Azur Fransa

Nice Cote D’Azur Fransa

Nice’in, kalenin en üst konumundaki seyir teraslarından görüntüsü nefes kesicidir. Bu teraslardan kente baktığınızda ‘’Vay canına! Ne güzel şehir manzarası’’  Dememek elde değildir. Kıyı bandındaki güzel plajlar ve eski renkli kırmızı çatıların üzerinden görünen muhteşem Vieux Port olarak bilinen Eski Liman nefes kesicidir. Kalenin üst kısmından manzaranın keyfini çıkarmak için düzenlenmiş ana terasları vardır. Kalenin en üst katında geniş bir seyir terası bulunmakta olup, çağlayanın tam üstündedir. Bu seyir terasında kafe ve çocukların vakit geçirecekleri oyun alanları bulunmaktadır. Bu terastan Nice’in güney-batı bölümüne baktığımda, Promenade des Anglais, yani İngiliz Koşuyolu ile muhteşem plajları görüş alanıma girdi. Daha ilerilere baktığımda ise bizim konakladığımız Villeneuve Loubet’teki piramitlaeri bile görmek mümkün oldu.

Kalenin en üst konumundaki seyir teraslarından panoramik fotoğraflarımı çektikten sonra, cafeden bir bira alarak, Promenade des Agnais görüş alanım içinde olacak şekilde bir masaya oturuyorum. Bir taraftan biramı yudumlarken bir taraftan da Nice’in muhteşem manzarasını beynime yerleştirmeye çalışıyorum. Keyifli bir yarım saatten sonra, Fransızların Vieux Nice olarak tanımladıkları Eski Nice sokaklarına iniyorum.

Cote D'Azur

Vieux Nice Cote D’Azur

Nice Kalesi, Cours Saleya ve üst kısımları Eski Şehir ya da Vieille Ville olarak biliniyor. Eski şehir bölgesi birçok şehirde olduğu gibi Nice’in de kalbi diyebiliriz.  Dar sokakları ve tarihi binalarıyla Nice’in en tarihi bölgesidir Vieille Ville. Kentin M.Ö. 350 yılı civarında Marsilyalı Yunanlılar tarafından, komşu Ligurianlara karşı kazandıkları zafer sonrasında kurulduğu sanılıyor. İlk ismi “Nikaia” olan şehrin bu adının, yunan mitolojisinde zafer tanrıçası olan “Nike” isminden geldiği söyleniyor. Kısa sürede Ligurian bölgesinin önemli bir ticaret merkezi haline gelen Nice, aynı zamanda komşu Roma kenti Cemenelum’ un da baş rakibi olmuş. Cemenelum kalıntıları olan Roma hamamları Nice’in “Cimiez” bölgesinde görülebilir diye okumuştum internetten.

Cote D'Azur

Old City Nice Cote D’Azur

Eski Nice, Barok mimarinin hâkim olduğu bir bölge olarak karşımıza çıkıyor. Burada görülecek çok sayıda müze, saray ve antik yapı var. Nice ve çevresi uzun yıllar İtalyan egemenliği altında kalmış. Halkın büyük çoğunluğu da İtalyan’mış. 19. yüzyılda Fransa İtalya’ya göre daha zengin ve güçlü olduğundan, 1860 yılında yapılan referandum ile Nice ve bulunduğu bölge Fransa’ya bağlanmış. Bu nedenle, o dönemden kalma evlerde tipik İtalyan mimari özellikleri de görülüyor. Konuşmayı ve yakın iletişimi seven İtalyanların yaptığı birbirine yakın binalar ve pencereleri kepenkli evler yan yana sıralanmış.

Cote D'Azur

Cote D’Azur

Eski kentin merkezi konumunda olan Adalet Meydanı, canlı bir turizm merkezi olarak biliniyor. Meydan çevresinde Neoklasik mirasın görkemli örneklerinden biri olan Hukuk Mahkemesi binası ya da Adalet Sarayı bulunuyor. Renkli kaldırım taşlarına bakmakta olan Adalet Sarayı’nın anıtsal merdivenleri önemli öğelerden biri olarak kendini gösteriyor. Bir diğer anıtsal yapı da Divo Jakoba Kilisesi’dir. Güzel bir çeşmenin de bulunduğu meydana bakan Palais Rusca Adalet Sarayı’nın ek binalarından biri. Bir zamanlar askeri bir kışlanın parçası olduğu söyleniyor.

Place de Rossetti Nice

Place de Rossetti Nice

Adalet Meydanında yeterince dolaştıktan sonra Eski şehrin dar sokaklarına giriyorum. Bir taraftan yürüyerek antik kenti keşfetmeye çalışırken, bir taraftan da Rossetti ailesi tarafından çekirdeği oluşturulan Rossetti Meydanı konumuna ulaşmaya çalışıyorum. Place du Palais Justica olarak bilinen Adalet Sarayı Meydanı’nın kuzey doğusunda eski şehrin mücevherlerinden biri olan Place de Rossetti bulunuyor. Nice Katedrali’nin de bulunduğu bu meydan Eski Şehrin mücevher parçası olarak değerlendiriliyor gezginler tarafından. Başta katedral olmak üzere, meydan çevresindeki yapıların tarihleri çok eskiye dayanıyor.

Place de Rossetti Nice

Place de Rossetti Oldukça eski tarihlerde Piazza Santa-Reparata denilen bu küçük yerin şansı, 1825 yılında bir asfalt yolun meydana ulaşmasıyla değişmiş. Rosetti Ailesi’nin girişimleriyle bölge gelişmiş. Aileden Honore Rossetti bir şövalye, Dominika Rossetti şair ve Cesar Rossetti avukat sadece birkaç isim olarak karşımıza çıkıyor. Eski şehirde dolaşırken mola verilmesi gereken güzel bir meydan Rossetti. Havaalanına gitmek için otobüs duraklarının da bulunduğu bu meydan her zaman hareketli ve kalabalık… Meydanda çok sayıda restoran, bar, cafe, yeme içme mekânları bulunuyor. Nice’te güzel bir kare oluşturmuş Place de Rossetta. Nice kentini ve özellikle Rossetti Meydanı çevresini süsleyen Barok tarzda inşa edilmiş yapıları 17. Yüzyıla aittir. 19. Yüzyılda Nice’ e gelmeye başlayan İngiliz Aristokrasisi, kentin gelişimine büyük katkıda bulunmuş. Kraliçe Victoria 1895-99 yılları arasında düzenli olarak kenti ziyaret edip Cimiez’ deki Victoria Otelinde kalmış.

Place de Rossetti

Place de Rossetti

Kraliçe Victoria ve saray erkânının bu ziyaret ve konaklamaları Nice’e olan ilgiyi arttırmış. Zamanla, İngiliz ve Avrupa yüksek sosyetesinin sevilen mekânı haline gelmiş. Meydanın ayrıcalıklı ve popüler olmasının nedenlerinden biri de Nice Katedrali. Nice Katedrali ilk defa 13. Yüzyılda inşa edilmiş. Yaklaşık 400 yıl sonra da, 1650-1699 yılları arasında, Jean-Andre Guibert tarafından yeniden tasarlanarak inşaatı yenilenmiş. Katedralin Barok tarzındaki inşası 49 yıl sürmüş. 1699 yılında tamamlanan katedral Meryem Ana ve Aziz Reparata için adanmış. Nice Katedrali’nin en eşsiz özelliklerinden biri, katedral içinde, her biri belli bir dini temaya adanmış olan on şapelinin bulunmakta oluşudur.

Cote D'Azur

 

Katedralden bir sonraki durağınız, dondurma seviyorsanız, ünlü Fenocchio dondurma dükkânı önündeki insan kuyruğu olmalıdır. İnternetten edindiğim elimdeki notlara bakıyorum. 1966 yılında açılan dondurma dükkânı bir aile şirketi olup, o zamandan beri ailece işletilmektedir. Dondurmacıda benzersiz tatlar yelpazesi oldukça geniştir. Farklı lezzetlerde 95 çeşit dondurma ve 35 çeşit şerbet bulunmaktadır. Sunulan tatlar arasında çikolata, vanilya, lavanta, gül, domates, fesleğen ve daha fazlası vardır. Dondurmacı dükkânı önünde her zaman kuyruklar olduğunu öğreniyorum. Kuyrukta bekleyenler, ‘’Fenocchi dondurma dükkânını ziyaret bir zorunluluktur.’’ Diyorlar. Geceleri müzik ve eğlence dolu bambaşka yerlere dönüşen Rossetti’de yerel restoranlar Fransa ve İtalyan mutfağından farklı tatlar sunmaktadır. Sıraya girip Fenocchi dondurması alıp, Massena Meydanı’na yöneliyorum.

Cote D'Azur Fransa

Place de Massena Nice Cote D’Azur Fransa

Cote D'Azur Fransa

Cote D’Azur Fransa

Massena kentin en hareketli ve en büyük meydanlarından biri olup, bütün yollar bu meydana çıkıyor. Napolyon döneminin ünlü generallerinden biri olan Andre Massena’ya bir şükran borcu olarak 1832 yılında yapılmış. Çevresinde birçok pastel renkli bina, bahçeler ve hepsinden önemlisi Antik Kent Nice ve kalesi bulunuyor. Biz meydana Verdün Caddesi üzerinden giderek girdik. İlk dikkatimizi çeken pastel renkli yapılar ve meydandaki direkler üzerinde oturmuş pozisyonundaki heykeller oldu. Place Massena olarak tanımlanan Massena Meydanı’nda 7 adet direk üzerinde oturan 7 adam heykeli bulunuyor. Direkler üzerindeki bu heykeller 7 kıtayı temsil ediyormuş. Direkler ve üzerlerindeki heykellerin tarihi yapılarla uyumlu olduğu pek söylenemez. Yine de heykelleri tanımaya ve anlamaya çalıştık.

Cote D'Azur Fransa

Place de Massena Nice Cote D’Azur Fransa

Dikdörtgen şeklindeki meydanın güney-doğu ucundaki yarım dairenin merkezinde 1956 yılında açılışı yapılmış olan Fontaine du Soleil yani Güneşin Çeşmesini görüp, o tarafa yöneldik. Daire şeklinde oldukça büyük olan havuzun çevresinde Yunan ve Roma mitolojisinden esintiler bulunuyordu. Mitolojide her gezegeni açıklayan ya da ona ismini vermiş bir mitolojik kahraman mevcuttur. Mitolojiyi incelediğinizde bu kahramanların, o gezegenle aynı özellikleri taşıdığını görülür.  Yöneticisi olduğu gezegenin özellikleri burçların da özellikleridir. Neptün deniz ve deprem tanrısı, tanrılar tanrısı Zeus, savaş tanrısı Mars, kazanç tanrısı Merkür,  aşk ve güzellik tanrıçası Venüs gibi… Havuzun kenarındaki heykel çalışmalarıyla Dünya, Mars, Venüs, Merkür ve Satürn temsil edilmiş. Oldukça ilginç ve gizemli tasarımlardı… Bir üstteki havuzda bulunan fıskiyelerden çıkan sularla bu mitolojik tanrılar yıkanıyordu. Havuzlar sisteminin merkezinde ise mitolojide müziğin, sanatların, güneşin, ateşin ve şiirin tanrısı Apollon’un 7 metre yüksekliğinde mermerden bir heykeli bulunuyor. Bir televizyon programında panoramik olarak gördüğüm bu Apollo heykeline ‘’Çıplak Kral’’ yakıştırması yapmıştım. Apollo heykeline yakından ve biraz daha ayrıntılı bakıldığında, Apollo’nun başındaki taç’ın aslında minik atlardan oluştuğunu görüyorsunuz.

Share Button