Puerto Banus Marbella
Boşuna denmemiş ‘’Cennet de Cehennem de bu dünyada’’ diye… Puerto Banus Marbella tam da bu deyime uygun Dünya Cennetlerinden biri. RCI sisteminin bir hafta süreyle bize sunduğu bu Cennet Mekânda, Hotel Melia Banu’daki açık mutfaklı dairemizde sabah kahvaltımızı yaptık, çevreyi tanımak için dışarı çıktık.
Yılda ortalama 5 milyon ziyaretçisi olan Puerto Banus Marbella Costa Del Sol olarak bilinen bölgenin en önemli turizm merkezi…
Costa del Sol ya da “Güneş Sahili”, Güney İspanya’nın Akdeniz kıyısında kilometrelerce uzanan bölgeye verilen bir adlandırma.
Bölgede yılın yaklaşık 300 günü güneşli olup ortalama sıcaklık 25 derece santigrat olarak veriliyor tanıtım broşürlerinde. Endülüs sahilleri tüm dünyada olduğu gibi, tatil köyleri, oteller ve yazlık villalarla dolu.
sitelerinin, konaklama yerlerinin ve evlerin taşıdıkları dış çizgilere bakınca, bunların Araplara ait bir tarz olduğunu anlıyorsunuz. Yaklaşık 650 yıl hüküm sürmüş olan Endülüs Emevi Devleti’nin izleri korunmuş ve turizmin hizmetine sunulmuş.
1492 yılında Yahudilerle Müslüman Araplar Endülüs’ten kovulmuşlar. 1492 yılında kovulan Araplar, zenginlikleriyle yeniden Endülüs’e dönmüşler. Suudi Kralları çok büyük araziler alarak köşkler ve saraylar yaptırmışlar. Costa del Sol’un en popüler bölgesi olan Puerto Banus’un oluşumu ve gelişmesinde Suudi Kral ve prenslerinin katkısı büyük olmuş. Puerto Banus ile Marbella arasındaki 7 km’lik sahil şeridi de böyle.
Bu tatil sitelerinin, konaklama yerlerinin ve evlerin taşıdıkları dış çizgilere bakınca, bunların Araplara ait bir tarz olduğunu anlıyorsunuz. Yaklaşık 650 yıl hüküm sürmüş olan Endülüs Emevi Devleti’nin izleri korunmuş ve turizmin hizmetine sunulmuş.
1492 yılında Yahudilerle Müslüman Araplar Endülüs’ten kovulmuşlar. 1492 yılında kovulan Araplar, zenginlikleriyle yeniden Endülüs’e dönmüşler. Suudi Kralları çok büyük araziler alarak köşkler ve saraylar yaptırmışlar. Costa del Sol’un en popüler bölgesi olan Puerto Banus’un oluşumu ve gelişmesinde Suudi Kral ve prenslerinin katkısı büyük olmuş.
8 Mart 2015 Pazar, Puerto Banus…
Endülüs’te bir Dünya Cenneti olan Puerto Banus Marbella’da ikinci günümüz…Yılda ortalama 5 milyon ziyaretçisi olan Puerto Banus Marbella Costa Del Sol olarak bilinen bölgenin en önemli turizm merkezi… Costa del Sol ya da “Güneş Sahili”, Güney İspanya’nın Akdeniz kıyısında kilometrelerce uzanan bölgeye verilen bir adlandırması olarak biliniyor. Bölgede yılın yaklaşık 300 günü güneşli olup ortalama sıcaklık 25 derece santigrat olarak veriliyor tanıtım broşürlerinde. Endülüs sahilleri tüm dünyada olduğu gibi, tatil köyleri, oteller ve yazlık villalarla dolu.
Puerto Banus ile Marbella arasındaki 7 km’lik sahil şeridi de böyle. Bu tatil sitelerinin, konaklama yerlerinin ve evlerin taşıdıkları dış çizgilere bakınca, bunların Araplara ait bir tarz olduğunu anlıyorsunuz.
Yaklaşık 650 yıl hüküm sürmüş olan Endülüs Emevi Devleti’nin izleri korunmuş ve turizmin hizmetine sunulmuş. 756 yılında kurulan İslam Endülüs Emevi Devleti ve beylikleri Gırnata’nın düşmesiyle son bulmuştur.
Aragon Kralı Ferdinand ile evlenen Kastilya Kraliçesi I. İsabel tarafından 1492 yılında Yahudilerle Müslüman Araplar Endülüs’ten kovulmuşlar. 1492 yılında kovulan Araplar, zenginlikleriyle yeniden Endülüs’e dönmüşler. Suudi Kralları çok büyük araziler alarak köşkler ve saraylar yaptırmışlar.
Costa del Sol’un en popüler bölgesi olan Puerto Banus’un oluşumu ve gelişmesinde Suudi Kral ve prenslerinin katkısı büyük olmuş.
1950 yıllarının başında “Marbella Club Hotel” i inşa ettiren Avusturyalı Prens Alfonsso von Hohenlohe, yörenin eski Belediye Başkanı, zengin işadamı ve Atletico Madrit futbol takımının başkanı Jesus Gil de başlangıcı yapanlardan olmuş.
Oldukça zengin, girişimci ve inşaatçı olan Puerto Banus ile Jose Banus, sıra dışı bir Endülüs Köyü oluşturmaya karar vermişler. Mimar Noldi Schrech tasarımlarıyla işe başlanmış. Öncelikle lüks bir marina ile uluslar arası ünlü markaların da yer alacağı alış veriş kompleksleri oluşturmakla işe başlanmış.
Yapılan marina ya da yat limanına 1 000 civarında büyük tekne aynı anda rıhtıma yanaşabilmekte ve bağlanmaktadır. Suudi ve Arabistan Kralları, prensleri ve dünyanın en zengin bireyleri için butikler, barlar ve gece kulüpleri Marina rıhtımına paralel olarak yapılmış.
1970 yılında proje tamamlandığında dillere destan bir açılış gerçekleştirilmiş. Açılışa katılanlar arasında Ağa Han, Yönetmen Roman Polonski, kalp nakli öncüsü Dr. Christian Bernard, Julio İglesias’ın yanı sıra düğünleri dillere destan olan Monako Prensi Rainiar ve Prenses Grace Kelly de katılmıştır.
Boşuna denmemiş ‘’Cennet de Cehennem de bu dünyada’’ diye… Puerto Banus Marbella tam da bu deyime uygun Dünya Cennetlerinden biri. RCI sisteminin bir hafta süreyle bize sunduğu bu Cennet Mekânda, Hotel Melia Banus’taki açık mutfaklı dairemizde sabah kahvaltımızı yapıyoruz.
Çay keyfi için İkinci kattaki dairemizin balkonuna çıkıyoruz. Balkonumuzda görsel bir şölen var. Şelaleli havuzları ile dünyadaki cennetlerden birini andıran otel bahçesi bizi kendimizden geçiriyor. Ayrıca balkonumuz Endülüs’ün sıcak denizine de bakıyor. Görüş alanımızda bir de asma köprü bulunuyor.
Çay keyfinden sonra Puerto Banus’u tanımak ve alış veriş yapmak için çıkıyoruz. Bir gün önce, yaklaşık bir km uzaklıktaki Hipercor Centro Comercial Costa Marbella adlı alış veriş merkezinin yerini öğrenmiştim. Görsel bir şölen oluşturan otel bahçesine iniyoruz.
Çağlayanlı havuzlarını ve egzotik bitki örtüsünü gözden geçirip anı fotoğraflarımızı çekiyoruz. Bahçeden kıyı bölgesine çıkıyor ve sahile doğru yürüyoruz.
Otelin doğusunda, bizim solumuzda denize ulaşımı engellenmiş bir ırmak var. Irmağın deniz ulaşımı engellenerek sulak bir alan ve bu alanda sazlıkların oluşumu sağlanmış. Kuşların ve ekosistemdeki diğer canlıların yaşam alanları oluşturulmuş. Üzerindeki asma köprüyü geçtikten sonra Marbella’ya ulaşımı sağlayan 7 km’lik bir yaya ve bisiklet yolu var.
Köprü üzerinde anı fotoğraflarımızı çektikten sonra, batıya yöneliyoruz. Kıyıda keyif bulvarı olarak tanımlayabileceğimiz Paseo Alberto Vidiella Tudores bulunuyor.
Yaklaşık 500 metre uzunluğu bulunan bu keyif bulvarının kuzeyinde, denize karşı süper lüks olarak tanımlanabilecek tatil siteleri bulunmakta… Site içerisinde resort komplex olarak tanımlanacak bir yapılanma olduğundan, misafirlerinin her türlü ihtiyaçları karşılanıyor.
Bu nedenle kumsalda birkaç kafe dışında yapılanma yok.
Dünyanın en iyi 10 plajından biri Costa del Sol’da bulunmakta olup, tamamen ücretsiz olan bu plajlar buraya ve daha ileriye uzanıyor. Ücretsiz duşları ve tuvaletleri de dikkatimizi çeken oluşumlardan biri. Sahilde, büyük bir keyif alarak yürüdüğümüz bu keyif bulvarı bizi Av de las Naciones Unidas bulvarına götürüyor. Kavşak noktasında oldukça yüksek bir sütun üzerinde, denizi kucaklayan bronzdan bir heykel var. Heykelle ilgili olarak bilgi edinemedim ve bulamadım da…
Kavşaktan kuzeye yöneliyor ve yaklaşık bir 500 metre daha ilerleyerek bir başka döner kavşağa ulaşıyoruz. Güzel bir peyzaj uygulamasının olduğu kavşak merkezinde Sürrealist sanatçı Salvador Dali’nin ‘’Gergedan’’ adlı yapıtı yer alıyordu.
Gergedan, gergedangiller familyasından bugüne kadar soyunu sürdürebilmiş kara hayvanları içinde filden sonra en iri olan hayvan türüdür. Gergedan Boynuzunun cinsel gücü artırıcı (afrodizyak) etkisi olduğuna inanılıyor. Sanatçı Salvador Dali, afrodizyak etkisi olduğuna inanılan ‘’Gergedan’’ ile ilgili güncesinde, “Bir kez daha Sigmund Freud’a teşekkür ediyorum. Büyük doğrularını daha yüksek sesle ilan ediyorum” diyerek, gerçeküstücüler üzerindeki Freud etkisini açıkça ifade eder. Sonra da, tipik bir Dali havai fişeği patlatmayı da ihmal etmez.
“Ben Dali, derin bir tefekküre dalıp en ince düşüncelerimi ayrıntılarıyla çözümledikten sonra, şimdiye kadar farkına varmadan, tüm hayatım boyunca gergedan boynuzları yapmış olduğumu keşfettim…’’ demektedir. Gergedanın çevresinde dolaşarak boynuzunu inceledik ve birlikte anı fotoğrafları çektik. Kavşaktan ayrılarak Calle Ramón Areces üzerinden Hipercor’a doğru ilerlerlerken bir otobüs durağı ile durakta bekleyen iki İspanyol kadın gördük. Eşim fırsatı kaçırmadı. Durak ve otobüs hakkında bilgi aldı.
Üzerinde L1 ringi yazmakta olan otobüsler bu duraktan geçip, Marbella merkezine gidiyorlarmış. Biletler de otobüs kaptanı tarafından satılıyormuş. Bu bilgiyi aklımızın bir köşesine yazıp, İspanyollara teşekkür ettikten sonra yolumuza devam ettik. Ancak, İspanya’da AVM’lerin Pazar günleri kapalı olduğunu bilmiyorduk. Hipercor da kapalıydı. Biraz canımız sıkıldı, yapacak bir şey yoktu. Geldiğimiz yoldan geri dönüyorduk ki otobüs durağında konuştuğumuz İspanyolların hala otobüs beklediklerini gördük. L1 ringli otobüs de henüz gelmemişti. Yapacak daha iyi bir işimiz olmadığından, ani bir kararla Marbella’ya gitmeye karar verdik ve gelen belediye otobüsüne bindik. Kişi başı 1,17 Euro ödeyerek aldığımız biletlerle 8 km uzaklıktaki Marbella yolculuğumuz başlıyor .