Marbella Malaga Endülüs

Avrupa’nın üçüncü en büyük yüzölçümüne sahip ülkesi, 40 milyon nüfuslu İspanya’nın 17 özerk bölgesinden biri olan Endülüs, Müslüman İspanya’ya atfen kullanılan bir kelime. Sekiz vilayetten oluşan bölgenin başkenti de Sevilla.

Yüzyıllarca emir, halife ve sultanlar tarafından yönetilen Endülüs, Akdeniz ve Atlantik arasındaki konumuyla üç bin yıl boyunca İber Yarımadası’nın kültürel ve ekonomik merkezi olmuş.

İspanya’daki 800 yıllık Arap egemenliği kendini dilde de göstermekte. Bugün İspanyolca dilinde Arapçadan gelme birçok kelime var.

Geçmişin zenginliğini bugünün şıklığıyla harmanlamış zarif bir şehir olan Sevilla; Arap medeniyetinin doruk noktasına ulaştığı Kordoba ve 1492’ye kadar sanatçıların, tüccarların ve bilim insanlarının merkezi olmuş Granada ‘yı görmeden ölmemek gerekiyor.

Marbella, başta Suudi kralının tüm sülalesiyle, bilmem kaç uçak ve tırlarla geldiği gözde tatil beldesi olmanın yanı sıra Avrupa jet sosyetesinin sevdiği yerlerden biri…

Burada üç tane yat limanı bulunmakta olup, Puerto Banus’taki en büyüğü ve lüks olanı. Bütün zenginler burada. Ayrıca Avrupa’da old city olarak adlandırılan en güzel tarihi şehir merkezlerinden biri de Marbella ‘da.

Çok şirin ve bakımlı olan Old City’ye ben Antik Marbella adını verdim. Pencereden gördüğüm Camiyi geçiyoruz. Yolumuzun sağında ve solundaki villalar, beyaz badanalı yapılar, portakal ağaçları yer alıyor.

Akdeniz ikliminin hâkim olduğu 150.000 nüfuslu Marbella, İspanya’nın en popüler tatil yerlerinden biri. Yaz aylarında gelen ziyaretçilerle beraber nüfusu 800.000’i geçiyormuş. Yılın 300 günü güneş alan bu kentte yaşam hiç bitmemekte diyor tanıtım yazıları.

Akdeniz ikliminin hâkim olduğu 150.000 nüfuslu Marbella, İspanya’nın en popüler tatil yerlerinden biri. Malaga ’nın yaklaşık 60 km güney-batısında yer alıyor. Yaz aylarında gelen ziyaretçilerle beraber nüfusu 800.000’i geçiyormuş. Yılın 300 günü güneş alan bu kentte yaşam hiç bitmemekte diyor tanıtım yazıları.

Yaşamın hiç bitmediği bu kentin merkezine, Marbella Centro’ya ulaştığınızda ilk gözünüze çarpan, palmiye ağaçlarının yükseldiği yemyeşil bir vaha… Google haritalarda Alameda Parkı olarak adlandırılıyor.  Bazılarına göre ise Museo Bonsai Marbella… Şirin bir botanik parkı… Museo Bonsai ya da Alameda Park’ta bitki çeşitliliği ve boy atmış ağaçlar göz alıcı…

Parkın devamında, Marbella Marina tarafında yer alan Salvador Dali’nin yapıtları bütün yabancı konuklar için sürpriz… Bu kentin bence en ilginç tarafı, denize doğru uzayan Avenida del Mar olarak adlandırılan Dali meydanında karşımıza çıkan emsalsiz açık hava heykel sergisi oldu.

Önce Yunanlılar, sonra da Kartacalılar ve Romalıların yönetiminde kalan Marbella, 6. Yüzyıldan itibaren Arapların yönetimine girmiş. Araplar buraya portakal, limon, şeftali, şeker kamışı ve pirinç getirmişler.

Roma tarzı mozaiklerle kaplanmış dar ve kıvrımlı sokaklardan, pencere ve balkonlarından sardunyalar sarkan Arnavut kaldırımlı dar sokaklara geçiyoruz. Sokaklar, duvarlar ve balkonlar çiçeklerle gelin gibi süslenmiş. İç avlulu, renkli fayanslarla bezeli siyah ferforje dar balkonlu ve az katlı yapılar arasından geçmek heyecan verici bir duygu…

Bu dar ve muhteşem sokaklardan sonra aniden karşımıza çıkan meydanlarda Endülüs İslam sanatı ve mimarisinin en nadide eserleri ile karşılaşmak apayrı bir duygu yaratıyor insanda.

Endülüs döneminden kalan çeşmeler ve havuzlardaki fıskiyelerden gelen su sesleri insanı mistik diyarlara sürüklüyor. Dar ve dolambaçlı sokakların duvarları, başta sardunyalar olmak üzere, değişik çiçeklerle bezenmiş. Bu sokaklardan sonra karşımıza çıkan meydanlar portakal ve turunç ağaçlarıyla kaplı… Çölde bir vaha duygusu bırakıyor insanda. Yaşama sevincinizin arttığını hissediyorsunuz.

Bu vahalardan biri de Turuncu Meydanı olarak dilimize kazandıracağımız Plaza de los Naranjos…Marbella ’nın kalbi ve Costa del Sol’un en güzel meydanlarından biri olan Plaza de los  Naranjos, Kastilya Kralı Ferdinand’ın emriyle bir Hıristiyan tasarımı olarak ortaya çıkmış. Turuncu meydanının ortasında İspanya Kralı Juan Carlos’un heykeli ile 1604 tarihli bir çeşme de bulunmaktadır.  

Marbella Endülüs

9 Mart 2015 Pazartesi Marbella…

Sabah kahvaltımızı yaptık. Otelimiz ya da buradaki bir haftalık evimizden çıkarak Puerto Banus’u panoramik olarak bir kez daha gezdik. Aklımızda 7 km uzaklıktaki  ‘’Old City Marbella’’ olarak tanımlanan Antik Marbella var. Eski Kent Marbella’ yı keşfetmek üzere harekete geçiyoruz. Bir önceki gün bindiğimiz belediye otobüslerinin kalkış noktasına gidiyoruz. Saat 13,00 sıralarında bindiğimiz otobüs, saat 13,20 de Marbella Centro durağına ulaşmıştı.

Marbella Endülüs

Alameda Park Marbella Endülüs

Durağın bitişiğindeki botanik park özelliğindeki  Alameda Parkı’na girdik. Ateşin çiçeklere dönüştüğü seramiklerle kaplı havuzlarının fıskiyeleri çalışıyor ve parka ayrı bir hava katıyordu.  Zaman zaman değişik etkinliklerin düzenlendiği Botanik Park özelliği bulunan Alameda’ da bir hayli fotoğraf çektikten sonra, karşı tarafa, Old City olarak tanımlanan Eski Kent tarafına geçiyoruz. Tertemiz, ayna gibi parlıyor girdiğimiz sokak.  Mozaik ve karo döşenmiş yollara…

Mozaikler Roma dönemi taklitleri, ancak gerçekmiş gibi duruyor. Sokaktan geçerek parkın karşısında bulunan Plazza Africa meydanına giriyoruz. Roma dönemi mozaiklerin döşenmiş olduğu dikdörtgen alana masa ve sandalyeler konulmuş. Hotel Melia Marbella Banus’un Halkla İlişkiler sorumlusu Sofia bu meydanı ve yerel tatlardan birini önermişti. Sofia, Churreria –Chocolateria  mutlaka tadılmalı demişti. Plazza Africa olarak bilinen bu meydanda,  aile işletmesi Marbella Churreria –Chocolateria bulunuyor.

Marbella Endülüs

Antik Marbella Endülüs

Churreria Chocolateria, çikolata sosuna batırılarak yenen, kızartılmış mayalı hamurdan yapılan geleneksel bir tatlı çeşidi. Çikolata sosu almayıp, üzerine toz şeker ekenler de vardı. Biz çikolata soslu olanını tercih ettik.

Tatlımızı yerken, karşımızdaki yerel bir sanatçı da viyolonseli ile müzik ziyafet çekti Plaza Afrika’dakilere. Viyolonseli görünce aklıma lise yıllarım geldi. Viyolonseli değil ama keman üzerine iki yıl çalışmıştım.

Keman ailesinden dört telli ve bas sesli bir çalgı olan viyolonsel ya da çello, 16. yüzyılda ilk örnekleri Fransa’da ortaya çıkmış müzik enstrümanlarından biri. Bu çalgının şekli kadın vücudunu andırır. Başlangıçta beş telli olarak yapılan viyolonsel, önceleri orkestrada bas sesleri desteklemek için kullanılmıştır. Tek başına belirgin bir çalgı olarak ortaya çıkması ise 18. yüzyılda olmuştur.

Marbella Endülüs

Marbella Endülüs

Viyolonsel “insan sesine en yakın” ses çıkaran müzik âletidir. Müzik ziyafeti eşliğinde çukulata soslu yerel tatlımızı yedikten sonra, eşim beğenisini göstermek adına, sanatçının önündeki viyolonsel kabına 1 Euro bıraktı. Diğer dinleyiciler de 1 ya da 2 Euro bırakarak sanata desteklerini sürdürdüler. Marbella’nın Eski Şehri Old City Marbella, Costa del Sol kıyı bandı içindeki en keyifli yerlerden biri… İyi korunmuş ve bakımlı eski yapılar, sanat galerileri, butik alış veriş yerleri ve daracık sokaklardan sonra birden karşımıza çıkan masalımsı meydanlar…

Marbella Endülüs

Antik Marbella Endülüs

Önce Yunanlılar, sonra da Kartacalılar ve Romalıların yönetiminde kalan Marbella, 6. Yüzyıldan itibaren Arapların yönetimine girmiş. Araplar buraya portakal, limon, şeftali, şeker kamışı ve pirinç getirmişler. Üç girişi olan bir kale yaparak, kendilerini Hristiyanlardan korumak istemişler. Bir hendek ve bir duvarın kalmış kaleden günümüze. Old City, kale çevresindeki 90 000 m2 lik bir alanı kapsıyor. Labirent biçimli sokaklarına giriyoruz eşimle Eski Şehrin. Dar ve dolambaçlı sokaklar tipik mozaiklerle kaplanmış. Bir an için kendinizi Eski Roma sokaklarında zannediyorsunuz.  

Marbella Endülüs

Antik Marbella Endülüs

Roma tarzı mozaiklerle kaplanmış dar ve kıvrımlı sokaklardan, pencere ve balkonlarından sardunyalar sarkan Arnavut kaldırımlı dar sokaklara geçiyoruz. Sokaklar, duvarlar ve balkonlar çiçeklerle gelin gibi süslenmiş. İç avlulu, renkli fayanslarla bezeli siyah ferforje dar balkonlu ve az katlı yapılar arasından geçmek heyecan verici bir duygu… Bu dar ve muhteşem sokaklardan sonra aniden karşımıza çıkan meydanlarda Endülüs İslam sanatı ve mimarisinin en nadide eserleri ile karşılaşmak apayrı bir duygu yaratıyor insanda.

Marbella Endülüs

Turunç Meydanı Marbella Endülüs

Endülüs döneminden kalan çeşmeler ve havuzlardaki fıskiyelerden gelen su sesleri insanı mistik diyarlara sürüklüyor. Dar ve dolambaçlı sokakların duvarları, başta sardunyalar olmak üzere, değişik çiçeklerle bezenmiş. Bu sokaklardan sonra karşımıza çıkan meydanlar portakal ve turunç ağaçlarıyla kaplı… Çölde bir vaha duygusu bırakıyor insanda. Yaşama sevincinizin arttığını hissediyorsunuz. Bu vahalardan biri de Turuncu Meydanı olarak dilimize kazandıracağımız Plaza de los Naranjos…

Marbella Endülüs

Turunç Meydanı Marbella Endülüs

Old City’nin, kalabalık bir alış veriş bölgesinin merkezinde yer alıyor. Marbella yerel yönetim binaları da burada bulunuyor. Belediye bütün işlerini bu meydana bakan merkezinden yönetiyor. Ünlü portakal ve turunç ağaçlarının yer aldığı bu meydanın tarihi 1485 yılına kadar uzanmakta…  Marbella’nın kalbi ve Costa del Sol’un en güzel meydanlarından biri olan Plaza de los  Naranjos, Kastilya Kralı Ferdinad’ın emriyle bir Hıristiyan tasarımı olarak ortaya çıkmış. Turuncu meydanının ortasında İspanya Kralı Juan Carlos’un heykeli ile 1604 tarihli bir çeşme de bulunmaktadır.  

Marbella Endülüs

Antik Marbella Endülüs

Turuncu meydanı gezip, fotoğraflarımızı çektikten sonra, bir başka ünlü yapıya, Saint Mary Katedrali’ne doğru harekete geçiyoruz. Tarihi 1485 yılına kadar uzanıyor. Katolik krallar tarafından yaptırılmış. İspanya iç savaşı sırasında zarar gören Katedral yenilenmiş. Katedralin batı ve kuzeyden olmak üzere iki girişi bulunuyor. Ana giriş cephesi Rokoko tasarımı ile kırmızı taştan yapılmış. Kapısı Korint sütunlarıyla çevrili…

Marbella Endülüs

Saint Mary Katedrali Marbella Endülüs

Tonoz yapılı çatısı olan üç nefli bir yapı katedral. Tüm sunak ve heykeller modern ve gözalıcı… Üstünde iki katlı, piramit külahlı ve kiremitle kaplı olan uzun bir çan kulesi bulunuyor. 33 metre yüksekliğinde olduğu söyleniyor. Kule, çan ve saatleri ile dört bölümden oluşmaktadır. Eski Çan doğu tarafında bulunmakta olup; kuzey tarafında ‘’Holy Trinity’’ olarak adlandırılan çan, batısında ‘’Aziz Barnabas’’ olarak adlandırılan çan ve güneyinde de ‘’Enkarnasyon’un Virgin’’ olarak adlandırılmış. Önemli turistik objelerden biri haline gelmiş. Oldukça fazla ziyaretçisi vardı.

Marbella EndülüsSaint Mary Katedrali’nin ziyareti sonrasında yorgunluk gidermek ve karnımızı doyurmak istiyoruz. Dar ve dolambaçlı sokaklardan sonra karşımıza çıkan küçük meydanlardan birinde servis yapan lokantalardan birinin meydandaki masalarından birine oturup, öncelikle birer bira söylüyoruz.  Menüyü gözden geçirip, siparişimizi veriyoruz. Karnımızı doyurup, tuvalet ihtiyaçlarımızı da giderdikten sonra, Melia Banus Marbella’daki evimize dönmek üzere otobüs durağının yolunu tutuyoruz…

Antik Marbella

Marbella Endülüs

Share Button