Eskişehir’de Bir Tatil Günü 2

Eskişehir’in en ünlü çiğ börekçisi Papağan’dan birer çiğ börek yedikten sonra, asıl iştahımızı gezi sonuna saklayarak, eşimle birlikte Odunpazarı bölgesine doğru harekete geçtik. Amacımız Odunpazarı bölgesindeki Atlıhan El sanatları Çarşısı, Odunpazarı Evleri ve Kurşunlu Camii Külliyesini görmek.

Papağan Çiğ Börekçisi Eskişehir

Papağan Çiğ Börekçisi Eskişehir

Yalbı Sokaktan Köprübaşı Caddesi konumuna doğru, doğu yönünde ilerleyerek, Köprübaşı caddesine çıkıp sağa yöneldik. Yaklaşık 50 metre sonra da Hamamyolu Caddesine girdik. Girer girmez de Barselona’nın ünlü caddesi La Ramblayı anımsadım. Dere yatağı anlamına gelen La Rambla ile Hamamyolu Caddesinin de bir bağlantısı olması gerekirdi. Çünkü her iki cadde de çam, akasya ve çınar ağaçlarının sıklıkla boy gösterdiği yerlerdi.

Eskişehir

Eskişehir

Nitekim caddedeki eski bir berber dükkânındaki yaşlıca bir beyefendiden edindiğimiz bilgilere göre, Hamamyolu Caddesi de eskiden dere yatağı imiş. Eskiden, Hamamyolu Caddesinin ortası; sıralanmış akasya, çam ve çınar ağaçlarının arasından akan ‘’Akarbaşı Deresi’’ nin yatağı imiş. Derenin suyu; Akarbaşı değirmeninden gelirmiş. Gelen suyun bir kolu da Deliklitaş Caddesine gidermiş.

Eskişehir OrijinalDeliklitaş caddesinin de bir dere yatağı olduğunu ve çevresindeki verimli topraklarda bağ bahçe ve bostanlar varmış. Hamamyolu Caddesi üzerinde Yediler Parkı bulunuyor. Adını değiştirmişler her ne hikmetse, Derviş Günday Parkı yapmışlar. Yediler Parkı; akasyaları, çınarları ve çam ağaçlarının yanı sıra kuşları ve güvercinleriyle de meşhur. Turistler tarafından yemlenen güvercinler ehlileşmişler ve insanlarla beraber yaşamanın yolunu bulmuşlar.

Eskişehir Orijinal-001Akarbaşı Deresinin iki yanı yapılaşma sonrasında dükkânlarla dolunca ve bilinçsiz bazı esnafın çöpünü dereye dökmesine neden olmuş. Dere kirlenip, kokmaya başlayınca da ortadan kalkmış. Yalnız Yediler Parkı kalmış. Hamamyolu Caddesinde yaklaşık bir kilometre yürüdükten sonra, İki Eylül Caddesine girip, 500 metre daha yürüdük.

Eskişehir Alaaddin ParkıYorulmuştuk, dinlenmeye ihtiyacımız vardı. ‘’Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım, Sevelim sevilelim’’ diyen Yunus’un çağrısına yanıt verircesine, Alâeddin Parkı karşımızda duruyordu ve mola için uygun bir yerdi. Parkın içindeki çayhaneye oturarak, demli çaylarımızı söyledik. Çantamızda, evde hazırlanmış sandviç türü yiyeceklerimizi de çıkararak, kendimize ziyafet çektik.

Karnımızı doyurduktan sonra çevremize alıcı gözle baktık. Baktık ki parka adını veren camiyi, Alâeddin Cami’yi gördük. Alâeddin Camii, Eskişehir’in tarihi ve önemli camilerinin başında geliyor. Anadolu Selçuklu Devleti döneminde 1267 yılında III. Gıyasettin Kelhüsrev zamanında yapılan cami, yıllar içinde yapılan çeşitli restorasyonlar sonucunda Selçuklu mimarisi özelliğini kaybetse de halen günümüzde şehrin en önemli camisi olarak biliniyor.

Alâeddin Parkı içerisinde yer alan cami 1944 ile 1951 yılları arasında şehrin önemli arkeolojik eserlerine ev sahipliği yapsa da Arkeoloji Müzesi’nin açılışının ardından yeniden ibadete açılmış. Eskişehir’in en eski ve önemli yerleşim birimi olan Odunpazarı’nda yer alan camiyi gezdikten sonra şehrin diğer önemli noktalarını da görebilirsiniz.

Eskişehir Orijinal-002Eskişehir’in en dikkat çeken yapılarından Odunpazarı Evleri, Kurşunlu Camii ve Külliyesi, Atlıhan El Sanatları Çarşısı, Eskişehir Balmumu Müzesi, Çağdaş Cam Sanatları Müzesi, Cumhuriyet Tarihi Müzesi gibi şehrin önemli turistik yapıları camiye hemen yürüme mesafesinde bulunuyor.

Gezimiz devam edecek…

Share Button
3716 cevaplar

Yorumlar kapalı.