Rumelihisarı İstanbul

Boğaziçi sahil şeridinde yer alan Rumeli Hisarı, Beşiktaş İlçesine bağlı olup,  Baltalimanı, Fatih Sultan Mehmet ve Bebek Mahallesi ile sınırı olan çok eski bir yerleşim bölgesidir. Taksim’e 9 km, Eminönü’ne 10 km uzaklıkta olan Rumeli Hisarı, Boğaziçi’ndeki ilk Türk köyüdür.

İstanbul

1450 yılında ilk yerleşimin gerçekleştiği ve cami inşa edilip mezar yeri belirlenen bir köymüş. Okunan en eski mezar taşlarının üzerinde 1451 tarihi varmış. İstanbul Boğazının 600 metrelik en dar ve en akıntılı bölümünün Rumeli yakasındadır. Boğaziçi’nin en dar yeri olması nedeniyle, Asya ile Avrupa yakası arasında köprü kurabilmek  için, çok önemli bir yer tutmaktaydı. Tarihçi Herodot’a göre M.Ö. 512 yılında İran Pers İmparatoru Daryus İskitlerle savaşa giderken, Samoslu Mandrokles’e boğazda köprü kurdurmuş. Kurdurduğu köprüsünden 700 bin kişilik ordusunu Avrupa yakasına geçirmiş, 600 gemiden meydana gelen büyük donanması da Karadeniz’e çıkmıştır. Birbirine bağlanan dubalar üzerine kurulan köprü İstanbul Boğazında kurulan ilk köprü olduğu bilinmektedir.

İstanbul Sarıyer İlçesi sınırları içinde bulunan Rumeli Hisarı, 30 dönümlük bir alanı kapsamaktadır. Anadolu Hisarı’nın karşısında İstanbul Boğazı’nın 600 metrelik en dar ve akıntılı kısmında inşa edilmiş bir hisar olarak bilinniyor. 90 gün gibi kısa bir sürede tamamlanan hisarın üç büyük kulesi, dünyanın en büyük kale burçlarına sahiptir.

İstanbul

II. Mehmed olarak bilinen Fatih Sultan Mehmet, Yıldırım Bayezid’in yaptırdığı Anadolu Hisarının karşına Rumeli Hisarını yaptıracaktır. Bizans İmparatoru Konstantinden bir av köşkü yapmak için toprak ister. İmparator dalga geçercesine bu av köşkünün bir dana derisi kadar yer kaplamasını ve bu kadar toprak vereceğini söyler.  Bunun üzerine II. Mehmed, hemen bir dana kestirip derisini yüzdürür ve deriden iplik yaptırır. Rumeli Hisarının yapılacağı alanı bu iple çevirir. İmparator inşaata bakmaya geldiğinde şaşırır. Çünkü inşaat arazisi değil bir dana derisi, yüzlerce dana derisini içine alacak kadar büyüktür.

Durumu Fatih’e bildirdiğinde Fatih dana derisinden yaptırdığı ipi gösterir ve şöyle der: “Ben bu ipi dana derisinden eğirttim. Bir fazlası varsa yıkalım.” İmparator da yanındakiler de çaresiz susar ve hisarın yapımına izin verirler. 

İstanbul

Rumeli Hisarı günümüzde müze ve açık hava tiyatrosu olarak kullanılmaktaydı. Sanki kim gelip ibadet edecekse, açık hava tiyatrosunun tam ortasına küçük bir cami yapmışlar ve tarihi özelliğinin içine etmişler.    Hisarda açık teşhir yapılmakta, sergi salonu bulunmamaktadır. Toplar, gülleler ve Haliç’i kapattığı söylenen zincirin bir parçasından oluşan eserler, bahçede sergilenmektedir. 

Asya yakasındaki Kavacık ile Avrupa yakasındaki Hisarüstü’nü birbirine bağlayan Fatih Sultan Mehmet Köprüsü Boğaziçi’nin inci gerdanlıklarından ikincisidir. 4 Ocak 1986 yapımına başlanmış,  3 Temmuz 1988 de bitirilmiş… Böylelikle, yaklaşık 1500 yıllık bir rüya ikinci kez gerçekleşmiştir.

Rumeli Hisarı kulelerinden İstanbul Boğazına bakıldığında, seyrine doyulamayan muhteşem Boğaziçi manzarası ortaya çıkar. Tam karşısında, Anadolu yakasında, köprü ayağının sağında ve yukarıda Fatih Korusu Doğa Kültür Merkezi yer alırken, kıyısında ünlü Hekimbaşı Yalısı yer almaktaydı. Bu ünlü yalı bir tanker kazası nedeniyle günümüzde yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Boğaziçi turlarında en çok fotoğrafları çekilmiş olan yalı tarihi özelliğini yitirme tehlikesi içindedir. Köprü ayağının sol tarafında ise ünlü Mihrabat Tabiat Parkı ile biraz daha kuzeyinde Kanlıca ve Kanlıca yalıları yer alır.Oturup, saatlerce bu muhteşem manzarayı seyredebilir ve bu durumu bir ayrıcalık olarak hissedebilirsiniz. 

Rumeli Hisarından İstanbul Boğazı ve Boğazın inci gerdanlıkları olan asma köprüler, her kişinin göremeyeceği görkemli bir manzaradır. Rumeli Sahili boyunca ana cadde üzerindeki Hisar, Çapa ve Karaca lokantaları ile Rumelihisarı Spor kulübü sosyal tesisleri, eski vapur iskelesi kiralanarak yapılan iskele lokanta, semtin ilgi gören mekânlarındandır. Halen Divanhane adı ile kaffe olarak işletilen eski Avcı Restoran da çok ünlü bir lokantadır.  Bu restoranlarda her mevsimde deniz ürünlerini bulmak ve en tazelerini yemek olasıdır. Kalenin yanında ki çay bahçeleri ile kaffeler, Dua tepe parkı mesire yeri ve park içinde ki çay bahçeleri, Rumelihisarı’na canlılık katan yerler olarak biliniyor.  

Kale burçlarından İstanbul Boğazına bakıldığında, fotoğrafta görüldüğü gibi, muhteşem bir manzara karşımıza çıkar. Sıkılmadan, oturup saatlerce seyredebilirsiniz boğazı. Ben de öyle yaptım. Hisar burçlarından ayrılmak için hiç acele etmedim. Günümüzde Hisar burçlarına çıkış izni verilmemektedir.  Burçlardan güneye baktığımızda, Boğaziçi köprüsüne doğru uzanan boğazın olağanüstü bir görüntüsü karşımıza çıkar. Benim için, Boğaz ve İstanbul, dünyanın sekizinci harikasıdır. Boğazı, Rumelihisarı burçlarından  seyretme olanağını yakaladığım için, kendimi çok şanslı hissettim. 

Beyaz balinayla(Moby Dıck) Ahap Kaptan’ın öyküsünü anlatan Amerikalı ünlü yazar Herman Melville, 1856′da İstanbul’a gelir. Rumelihisarı’nı görünce, kralların imzaladığı antlaşmaların ve tablolardaki ressam imzalarının yanında, bir kente taşlarla atılan imzayla ilk kez karşılaşmanın şaşkınlığını dile getirmiş. Moby Dick’in yazarı Melville, Rumelihisarı’nın şeklinin Fatih’in imzasına benzediğini bilmekteymiş. Yapımında bizzat çalışan Fatih, elbette topografyanın el verdiği ölçüde Boğaz’ın kıyısına taşlarla adını yazdırmayı düşünmüş. Boğazdan bakılınca Kufi yazı ile isminin baş harfini görebilirsiniz demekte bu konuda uzman olanlar

İstanbul

Rumeli Hisarı Caddesi oldukça renkli ve her zaman kalabalıktır. Cadde boyunca sıralanmış lokanta, kaffe, bar ve büfeler konuklarının bir dediklerini ikiletmezler. Sahilde yürüyüş yapanların yanı sıra; kendi ya da kiraladıkları oltalarla balık tutmaya çalışanlarla ortam canlılık kazanır ve renklenir.  Boğazın en güzel yerlerinden biri olan Rumeli Hisarı, hep aynı insanları ağırlar. Çay bahçelerinde birkaç kere oturduğunuzda, buradaki insanları daha önce gördüğünüzü fark edersiniz. Çünkü Rumelihisarı’nın büyüsüne bir kere kapıldığınızda, bir daha kurtulmanız zordur.

Eşim ve ben de, Rumelihisarı büyüsüne kapılanlardanız. İstanbul’da sıkça bu güzel semte uğrarız. Kuzeyinde, köprü ayağı dibindeki Borusan Perili Köşk-Müze’deki sabah kahvaltılarına dostlarımızı da götürmüşlüğümüz vardır. Perili Köşk olarak bilinen bu yer, aslında Yusuf Ziya Paşa köşküdür.  Özgün mimarisiyle İstanbul kültür mirasının önde gelen örneklerinden biridir.  Rumeli Hisarı caddesi boyunca sahilde yürür ve Balta Limanı’ndaki Polis Eğitim Merkezinin şirin mi şirin bahçesinde çayımızı içerek, Boğazdan geçen gemi ve tankerleri seyrederiz.

Share Button
4098 cevaplar

Yorumlar kapalı.