İstanbul’da küçük bir Boğaz Turu 2

 

Küçük bir Boğaziçi turumuz devam ediyor. Emirgan İDO İskelesi’nden bindiğimiz deniz otobüsü İstinye Koyu’nun muhteşem güzelliklerini bize göstere göstere  iskeleye yanaşmıştı. İstinye İskelesi’nden yeni yolcularını alan  vapurumuz, yavaşça İstinye Koyundan uzaklaştı. Vapur güvertesinden Boğaziçi’nin kuzeyine baktığımızda Yeniköy ve kıyısındaki Yeniköy yalıları görüş alanımıza giriyor. Yeniköy, İstanbul boğazının Rumeli yakasında yer alan en güzel semtlerden birisidir. İlçe olarak, Sarıyer’e bağlıdır. Kuzeyinde Tarabya, güneyinde ise İstinye semtleri ile komşudur.

Yeniköy İstanbul

Yeniköy İstanbul

Yalılarıyla İstanbul Boğazı’na ayrı bir güzellik katmakta olan Yeniköy’ün yerleşim bölgesi olarak ne zaman kurulduğu kesin olarak bilinmiyor. Bazı kaynaklar Bizans döneminde böyle bir semte rastlanmadığından bahsederken, bazı kaynaklar ise tam aksine, Bizans döneminde ki adını bile vermektedirler.Ancak kesin olan, Yeniköy’ün Kanuni Sultan Süleyman’ın(1520-1566) fermanı ile Karadeniz,  özellikle Trabzon ve Rize tarafından getirtilen Rum ve Türk ailelerin iskân edilmesiyle kurulduğudur. 

İSTANBUL'DA KISA BİR BOĞAZ TURU (54)

Yeniköy Yalıları İstanbul

Yeniköy’de sahilhaneler, yalılar birbirini kovalar. Sandoz yalısı olarak bilinen yalının ilk sahibi, Mösyö Pardoe idi. Sonraları yalıya, Fuat-Feride İrel ailesi sahip oldular. Dadyan yalısı,18. yüzyılın sonlarında inşa edildi. Baran yalısı 1897 yılında inşa edilmiş sonra da el değiştirmiştir. Yalıyı önce Hamapolos isimli bir şahıs satın almış, daha sonra 1920 yılında Dr. Muvaffak Gören yalının sahibi olmuştur. Bu yalının yanı başında Ali Rıza Paşa Yalısı  bulunmaktadır. Yalı 19. yüzyılın sonlarında bir Fransız Musevisi tarafından inşa edilmiş, 1908 yılında yalıyı Ali Rıza Paşa satın almıştır. Mr Walker Sahilhanesi 1870 li yıllarda yapılmış olup günümüzde sahibi Eczacıbaşı ailesidir. Kalender Caddesi üzerindeki Mühendis Nebil Serter yalısı 19. yüz yılda Sultan Abdülhamid döneminde yaptırılmıştır.Eski Sarıyer adliye binası daha önceleri Polonya Büyükelçiliği idi. Bina 19. yüzyıl başlarında inşa edildi. Bu binayı İlhami Özdemiroğlu satın aldıktan sonra, 1960 yılında Sarıyer adliyesi olmuştur. 1972 yılında büyük bir yangın gördükten sonra onarım görmüştür.

Kanlıca yolunda

Kanlıca yolunda

İstinye Koyu’nun muhteşem görüntüsünü bırakarak Anadolu yakasına, Kanlıca kıyılarına doğru yaklaşıyoruz. Emirgan’ın karşısında, Anadoluhisarı ile Çubuklu arasında bulunan Kanlıca, boğaza doğru büyükçe bir çıkıntı meydana getirmektedir. Güneyinde Kanlıca Koyu yer almaktadır. Bizanslılar döneminde Kanlıca, Elasos ya da Olasas olarak adlandırılmış olup, zengin ve saraya yakın olanların yazlık olarak kullandıkları bir mekân olmuştur Kanlıca İskelesi’nde yer alan İskender Paşa Camii, Kanlıca’nın tarihsel değerlerinden biridir.

Kanlıca İstanbul

Kanlıca İstanbul

1550 ibadete açılan bu camiyi yaptıran İskender Paşa, Kanuni Sultan Süleyman’ın vezirlerinden biridir. Mimar Sinan tarafından yapılmıştır. Kanlıca’nın en önemli simgelerinden biri ‘’Kanlıca Yoğurdu’’ dur.İstanbul Boğazı’nda bir tura katılanlara ilk söylenenlerden biri ‘’Emirgan’ın çayı, Kanlıca’nın yoğurdu, Sarıyer’in mısırı ve İstiklal Caddesindeki Saray Muhallebisi’’ yenmemiş ise İstanbul eksik kalmıştır biçiminde olacaktır. Kanlıca’nın yoğurdu meşhurdur. 

Kanlıca İstanbul

Kanlıca İstanbul

Kanlıca yoğurdu  sahilde Çınaraltı’nda pudra şekeri üzerine konularak yenilir. Yoğurdun özelliği yoğurt yapımında kullanılan süt tozu ve üzerine konulan pudra şekeridir. Kanlıca’ya uğrayıp da yoğurdunu yemediyseniz, bir şeyler eksik gitti demektir. Kanlıca kıyılarına yaklaştıkça, kıyılara yerleşmiş olan tarihi yalıların göz alıcı güzellikleri karşısında hayran kalmamak elde değil. Kanlıca yalıları tarihsel bir kimlik ve öneme sahiptir. IV. Murad devri Şeyhülislamı Bahai Efendi’nin yaptırdığı bir yalı dikkati çekmiş ve diğer Osmanlı Sarayı yetkilileri de yalılar yaptırmışlardır.

Kanlıca kıyısı yalıları

Kanlıca kıyısı yalıları

Bu nedenle Kanlıca Koyu, Bahai Körfezi olarak anılmıştır. Bu yalıların büyük bir bölümü yangınlarla yok olmuş ve yerlerini yenileri almıştır. Yalılar; Boğaz Turu yapanlara göz ziyafeti çekerler ve masalımsı bir hava yaratırlar. Ondokuzuncu yüzyıldan itibaren Osmanlı’nın önde gelen devlet adamları yaz mevsimlerini, İstanbul Boğazı kıyılarında yaptırdıkları yalılar ve kasırlarda geçirirlerdi. Yalılar için en uygun mekânlardan biri de Kanlıca idi. Tanzimat döneminin en önemli paşalarından olan Ali Paşa’nın Kanlıca’daki yalısında çok önemli siyasi görüşmelerin yapıldığı ve anlaşmaların yapıldığı söylenceler arasındadır. Kanlıca’nın en önemli yalılarından biri Saffet Paşa Yalısı’dır. Kanlıca Koyu’nun sol tarafında yer almaktadır.

Hekimbaşı Yalısı İstanbul

Hekimbaşı Yalısı İstanbul

Üç Osmanlı Padişahının Hekimliğini yapmış olan Hekimbaşı Salih Efendi tarafından yaptırılan ve kendi adıyla anılan Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı İstanbul Boğazı’ndaki güzellik abidelerinden biridir. Abdülmecit’in de hekimbaşılığını yapan Salih Efendi, iki oda ve bir sofa olarak aldığı yapıyı genişletmiştir.Boğaz turuna katılanlar tarafından en çok fotoğrafı çekilen yalılardan biridir. 1978 yılında aslına uygun olarak yenilenmiştir. Boğazın iki yakasında eşsiz mücevherler gibi sıralanmış olan yalılarımız her geçen gün azalmakta ve yerlerini betonarme yapılar almaktadır.Elde kalanlardan bazıları da harap ve bitik bir haldedir.

Bunlardan biri de Amcazade Hüseyin Paşa Yalısı’dır.  Günümüze ulaşan bölümü, selamlık dairesinin divan bölümüdür. Arkasından itilmiş de denize düşmekte iken deniz tarafındaki kazıklarla desteklenmiş gibi görünen yalı, boğazın en pahalı yalılarından biridir. Neyse ki bu yalı ile ilgili yenileme çalışmalarının başlamış olması yüreğimizi ferahlattı. 

Mihrabat Korusu

Mihrabat Korusu

Kanlıca’nın simgelerinden bir başkası da ‘’Mihribat Korusu’’ dur. Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından yaptırılan ve III. Ahmed’e armağan edilen Mihribat Kasrı’nın giderek büyümesiyle ortaya çıkan koruya bu ad verildiği söylenceler arasındadır. Mihrabat Korusu’nun, başta Yahya Kemal Beyatlı olmak üzere, çeşitli yazar ve şairlere ilham kaynağı olduğu söylenir.

Otağtepe de Kanlıca’nın önemli ve tercih edilen tarihsel mekânlarından biridir. Otağtepe’de Tema Vakfı’nın düzenleyip, geliştirdiği Doğa Kültür Parkı bulunmaktadır. Mehtabı ile de ünlü olan Kanlıca’da, eski yıllarda boğaz eğlencelerinin düzenlendiğini biliyoruz. 200 civarındaki kayıkla Bülbül Deresi ağzından Kanlıca Koyu’na düzenlenen mehtap gezileri birçok roman ve şiirin konusu olmuştur.

Bir sonraki yazımda Anadoluhisarı ve Kandilli çevrelerini yazmaya çalışacağım.

Share Button
992 cevaplar

Yorumlar kapalı.