İzmir Konak Meydanı
Kısaca İzmir
İzmir İlinden söz edildiğinde ilk aklıma gelenler; İzmir Fuarı, Kordon Boyu, Konak Meydanı ve Kemeraltı Çarşısıdır. Meydan ve çevresini oluşturan alanın en önemli yapısı hiç kuşkusuz İzmir Hükümet Konağı’dır. Konak; ayrıca Saat Kulesi, Belediye Sarayı, Vapur İskelesi, Yalı Camii, Ankara Palas, Anafartalar Caddesi girişi, Askeri Kıraathane, Milli Kütüphane, Kemeraltı ve günümüze kadar ulaşabilmiş ya da geçmişin anıları içinde kalmış birçok mekânı barındırmış bir semttir.
1980 li yıllarda İzmir Fuarına gitmek, görmek ve gezmek bir ayrıcalık olarak görülürdü. Önemli devlet kuruluşları ve özel sektör kuruluşlarının yanı sıra yüzlerce yabancı katılımcılar da İzmir Fuarı’nda boy gösterirlerdi. İzmir Fuarı’nı, değişik yıllarda birkaç kez gezip gördüm. Bu yıllarda eski önemini kaybetti. Çünkü başta İstanbul olmak üzere, Türkiye’nin onlarca kentinde, oldukça özendirici ve uluslar arası standartlarda fuarlar düzenleniyor
Fuar gezildikten sonra da, dizlerinizde derman kalmışsa, Kordon Boyu’nda yürünür ve meydandaki Saat Kulesi’nin altına gidilirdi. Son yıllarda İzmir’de; İzmir Konak Meydanı ve saat kulesi ile Kemeraltı en popüler mekânlar arasında yer alıyor. İzmir’e gelen yerli ve yabancı turistlerin ilk uğradıkları yerlerden biri Konak Meydanı’dır. Konak Meydanı’na gelip de saat kulesi altında fotoğraf çektirmeyen yoktur.
İzmir’in tarihçesinden de kısaca söz etmeliyim. Hitit Devleti’nin çöküşüne ve Troya’nın yıkılışına rastlayan M.Ö.1200 yıllarında, İzmir kenti yepyeni bir uygarlık değişimine sahne olmuş. İzmir M.Ö.1102–1050 yıllarında Aiol, M.Ö.800 yıllarında Kolophan’dan gelen İyonların egemenliğine girmiş.
İşte bundan sonraki 7.ve 8. Yüzyıllar İzmir’in en parlak ve görkemli bir dönemini oluşturmuş. Homeros’un İzmir’de yaşadığı yıllar bu döneme rastlar. Tarihçi Pausanias 23. Olimpiyatlarda Boks’ta birinci gelen İzmirli Onomastos’tan söz ederken, İzmir’in daha o yıllarda İyonya Federasyonu’na girmiş olduğunu bildirir. Bu da 688 yıllarına isabet etmektedir. ”İyonya Federasyonu” çeşitli kent devletçiklerinin bir araya gelerek oluşturduğu birer siyasal ve dini birliktir.
12 kentin oluşturduğu bu birliğe daha sonra İzmir de dâhil edilmiş. Bu birliğe bağlı kentleri şöyledir: Foça, Efes, Milet, Kolophon-Değirmendere Köyü, Teos-Seferihisar, Klazomenai (Klizman)-Urla, Erythrai (Ildır), Priene-Güllübahçe Söke, Chios (Sakız), Sisam (Samos), Myus(Avşar Söke) ve İzmir (Smyrna) dir.
Bu kentler içinde en zengini ve mutlusu, giderek İzmir olmuştur. Asya Ana Tanrıça Tapınma Ayini’ni ve Apaturia Festivalleri’ni düzenleme hakkı İzmir’indi. Delos Adası’nda yapılan Geleneksel Apollon Törenleri’nde İzmir’e delegasyon imtiyazı verildi. Antikçağın birçok yazarı, o dönemdeki Smyrna’nın baş döndürücü güzelliğini anlata anlata bitiremezler. Homeros’un bu dönemde İzmir’de yetişmesi bir tesadüf değildi.
Uzak Asya’ya uzanan İpek Yolu’nun denize açıldığı yerdeki İzmir, bölge ticaretini ve kültürel yaşamını elinde tutuyordu.
Konak Meydanı
Son yıllarda İzmir’de; İzmir Konak Meydanı ve saat kulesi ile Kemeraltı en popüler mekânlar arasında yer alıyor. İzmir’e gelen yerli ve yabancı turistlerin ilk uğradıkları yerlerden biri Konak Meydanı’dır. Konak Meydanı’na gelip de saat kulesi altında fotoğraf çektirmeyen yoktur. Ben de fotoğraf çektirenler kervanına katılmak için 3 Ekim 2011 Pazartesi günü kendimi Konak Meydanı’nda buldum.
Konak Meydanı’nın yer aldığı Konak İlçesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde yer alan merkez ilçedir. Kuzeyinde İzmir Körfezi ve Bayraklı, doğusunda Bornova, güneyinde Karabağlar ve batısında Balçova ilçeleri bulunmaktadır. Konak, İzmir’in kültür, sanat ve eğlence merkezi olması nedeniyle yerli ve yabancı tüm turistlerin uğrak yeri durumundadır. Özellikle Kemeraltı Çarşısı İlçe ekonomisine ve İzmir’in tanıtımına önemli katkılar yapar.
Yine Konak ilçesinde bulunan antik Smyrna kentinin Romalılardan kalma Agora ören yeri turistlerin ziyaretine açıktır. Konak, ayrıca başta Karşıyaka olmak üzere, İzmir’in diğer iskeleleri ile denizden bağlantıyı sağlayan Konak İskelesi ve Konak Meydanı ile de ünlüdür. Konak sahil yolu, yürüyüş parkurları özellikle hafta sonları bütün İzmirlilerle dolup taşar. Konak, İzmir’in yönetsel, sanatsal, kültürel ve ticari merkezidir.
Ticari merkez olmanın yanı sıra, ruhani yönü de dikkate alınmıştır. Konak Meydanı’nda, çinileri ve sekizgen planıyla dikkatleri çeken, İzmir’in en zarif camilerinden Yalı (Konak) Camii, Mehmet Paşa kızı Ayşe Hatun tarafından 18.yüzyılda yaptırılmıştır. Sekizgen planlı caminin mimarisinde kesme taş kullanılmıştır. Harim ile dış cephelerde yer alan çiniler, 19. yüzyıl Kütahya çini geleneğinin en güzel örneklerini yansıtmaktadır.
Konak Meydanı İzmir’in kalbi ve merkezidir. Hem İzmir’in yönetim merkezi olması hem de İzmir’in hemen her yerine buradan ulaşılabilmesi Konak’ı bu anlamda oldukça önemli yapan özelliklerdir.
İlk Çağ İzmir’inde bu alanın bulunduğu yer iç limanın bir bölümüdür. Günümüz Konak Meydanı’nın güney-batı yönündeki bir noktadan başlayan iç liman, geniş bir kavis çizer. Hisar Camisi’nin bulunduğu bölgede, TBMM Egemenlik Evi’nin bulunduğu noktada son bulur.
İlk Çağ İzmir’inde iç limanın bir bölümü olan mekân 1402 yılında, Timurlenk’in İzmir’i kuşatmasında engel olarak görülmüştür. Kuşatmanın başarıya ulaşabilmesi için önemli bir bölümü Kadifekale’den getirilen taşlarla doldurulmuştur. Savunmasız hale gelen İzmir’in fethi kolaylaşmış ve amaca ulaşılmıştır. Donraki yıllarda denizi doldurma işlemi sürmüş ve doldurulan bu mekânlarda Konak Meydanı ile Kemeraltı Çarşısı yer almıştır. Kemeraltı Çarşı’sının bir S çizmesinin nedeni, başlangıçtaki yapılaşmanın iç deniz çevresinde gerçekleşmiş olmasındandır.
Konak Meydanı Saat Kulesi
Yerli ve yabancı turistlerin, altında fotoğraf çektirdikleri Saat Kulesi de İzmir’in sembollerinden biridir. Konak Meydan’ının tartışmasız odak noktasıdır. Sultan II.Abdülhamid’in tahta çıkışının 25. yılında armağan olarak 1901 yılında inşa edilen kulenin mimarı M.Raymond Pere’dir. Kulede kullanılan yeşil ve pembe renkli mermer sütunlar Marsilya’dan getirtildi.
Sekizgen şekilde inşa edilen ve dört bölümden oluşan kula tabanının dar kenarlarında yer alan ve dörder küçük sütun üzerine oturan, at nalı kemerli sebillerin üçer çeşme kurnası ve ortalarında fıskiyeleri vardır. Platform beyaz mermerden, diğer bölümler ise Denizli yakınlarından getirtilen kesme taşlar yapılmıştır. Üst bölümde, dış yüzlerde bulunan dört adet saat Alman İmparatoru II.Wilhelm tarafından armağan edilmiştir.
22 adet dişli çarktan saatin mekanizması üzerinde 1901 tarihi bulunmakta ve her biri beşer kilogramdan fazla ve çelik halatlarla bağlı iki ağırlığın haftada bir yukarı çekilmesinin sağladığı güç ile çalışmaktadır.1974 yılı depreminde yıkılan, kulenin en üstteki bölümü 1976 yılında onarım görmüştür. O tarihe kadar çalan çanı ise artık çalışmamaktadır. Saat Kulesi’nin yazıtı/kitabesi yoktur.
Yorumlar kapalı.