Smyrna Antik Kenti İzmir
İzmir’in tam ortasına gizlenmiş bir antik kent Smyrna…
İzmir’in göbeğinde yatan zengin tarihinin kapısından girince, ister istemez afallatıyor insanı Smyrna Antik Kenti…
Smyrna Antik Kent kalıntıları ile ortasına gizlendiği günümüzün binaları, bizleri yüzlerce yıl öncesi ile şu an arasında götürüp getiriyor. Çok farklı duygular yaşatan bir deneyim bu…
İzmir’in 8 500 yıllık bir geçmişe sahip olduğu arkeolojik bulgularla kanıtlanmış… Tarihteki ilk adı Smyrna olan kent, körfezin kuzeyindeki yarımada üzerinde kurulmuştu.
Ünlü tarihçi Herodot, tarihin en büyük şairi Homeros’un yurdu İzmir için ” Onlar kentlerini bizim yeryüzünde bildiğimiz en güzel gökyüzü ve en güzel iklimlerinde kurdular.” Derken Aristo da öğrencisi Büyük İskender’e” Görmezsen eksik kalırsın” demiş…
Victor Hugo ise” Boynunda kolyesiyle bir prensestir İzmir” diye bahsetmiştir.
Antik Smyrna Kentinin kuruluşu, arkeolojik bulgular desteklememekle birlikte, Büyük İskender’e dayandırılmaktadır.
M.Ö. 1. yüzyılda yaşayan coğrafyacı ve gezgin Strabon, Smyrna Kenti’nin Büyük İskender’in komutanlarından Antigonos ve Lysimakhos tarafından gerçekleştirildiğini belirtmektedir.
Kent, Helenistik ve Roma dönemlerinde mükemmel konumu sayesinde kısa zamanda gelişmiş ve Anadolu’nun önemli kentlerinden biri haline gelmiştir.
Birçok kent, Antik Çağ’ın sonunda terk edilmesine rağmen Smyrna, körfeze hâkim konumu ve korunaklı limanı sayesinde günümüze kadar yerleşim görmüş ve Kadifekale’ye kadar sokulmuş olan içdeniz de doldurularak Kemeraltı bölgesi oluşturulmuştur.
İzmir’in merkezinde ve değişik bölgelerde Antik Kent’e ait yapılar ve kalıntılar izlenebilmektedir. Antik kentin günümüze iyi koşullarda ulaşan anıtsal yapı örnekleri ile dolu olan alanı bugünkü kentin merkezinde bulunan Smyrna Agorası’dır.
Liman kentlerinde en az iki agoranın olduğu bilinmektedir. Smyrna’ da ikinci agoranın yeri bilinmemekle birlikte limana yakın bir noktada ve daha çok ticari fonksiyonları ile ön planda bulunmalıydı.
Halen kalıntıları mevcut agora ise, antik Smyrna’ nın idari, siyasi, adli ve ticari merkezi durumundaydı. Bu özellikleri ile “devlet” agorası olarak da biliniyordu. Mevcut kalıntılar ve yapılan sondajlar, agoranın kentin kuruluş efsanesine uygun olarak Büyük İskender’den hemen sonra M.Ö. 4. Yüzyılın sonu ile 3. Yüzyılın başlarında, yeni kentin ilk imar projelerinden biri olarak inşa edildiğini göstermiştir.
3 Ekim 2011 Pazartesi, İzmir…
İzmir İlinden söz edildiğinde ilk aklıma gelenler; İzmir Fuarı, Kordon Boyu, Konak Meydanı ve Kemeraltı Çarşısıdır. Meydan ve çevresini oluşturan alanın en önemli yapısı hiç kuşkusuz İzmir Hükümet Konağı’dır.
Daha ilkokul sıralarında
İzmir’in dağlarında çiçekler açar,
Bozulmuş düşmanlar yel gibi kaçar.
Dizeleriyle tanımıştım İzmir kentini.
Ardından Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘’Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir.’’ Komutu ile İzmir tarih kitaplarında önemli yerini almış, İzmir’i tarih kitaplarından anlamıştım günümüzdeki ve tarihteki yerini.
Atatürk’ün ‘’Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir.’’ Komutu Kurtuluş Savaşı’nın kaderini belirleyen Büyük Taarruzu başlatmış, 9 Eylül 1922’de İzmir’e girmesiyle Türkiye’nin doğal sınırları tamamlanmıştı.
İzmir’in 8 500 yıllık bir geçmişe sahip olduğu arkeolojik bulgularla kanıtlanmıştır. Tarihteki ilk adı Smyrna olan kent, körfezin kuzeyindeki yarımada üzerinde kurulmuştu. Arkaik dönem öncesinde şehirler M.Ö. 8. ve 7. yüzyıllarda biçimlenmeye başlamış, M.Ö. 6. yüzyılda da agora, kutsal alanlar, resmi yapılar gibi temel öğelerine kavuşmuşlardı.
Tarihin en büyük şairi Homeros’un yurdu İzmir için ünlü tarihçi Herodot ”Onlar kentlerini bizim yeryüzünde bildiğimiz en güzel gökyüzü ve en güzel iklimlerinde kurdular.” derken, Aristo öğrencisi Büyük İskender’e ”Görmezsen eksik kalırsın” demiş, Victor Hugo ”Boynunda kolyesiyle bir prensestir İzmir” diye bahsetmiştir.
Antik Smyrna Kentinin kuruluşu, arkeolojik bulgular desteklememekle birlikte, Büyük İskender’e dayandırılmaktadır. Diğer taraftan, M.Ö 1. yüzyılda yaşayan coğrafyacı ve gezgin Strabon, Smyrna Kenti’nin kuruluşunun Büyük İskender’in komutanlarından Antigonos ve Lysimakhos tarafından gerçekleştirildiğini belirtmektedir.
Helenistik ve Roma dönemlerinde kent, mükemmel konumu sayesinde kısa zamanda gelişmiş ve Anadolu’nun önemli kentlerinden biri haline gelmiştir. Strabon; kendi döneminin örnekleri içinde Smyrna ’yı ‘’En Güzel Olan’’ı olarak betimler ve düzenli kent planına sahip olduğunu vurgular.
Birçok kent, Antik Çağ’ın sonunda terk edilmesine rağmen Smyrna, körfeze hâkim konumu ve korunaklı limanı sayesinde günümüze kadar yerleşim görmüş ve Kadifekale’ye kadar sokulmuş olan içdeniz de doldurularak Kemeraltı bölgesi oluşturulmuştur. İzmir’in merkezinde ve değişik bölgelerde Antik Kent’e ait yapılar ve kalıntılar izlenebilmektedir.