İzmir Urla Klazomenai Antik kenti
25 Temmuz 2014 Cuma, Urla İzmir…
İzmir Çeşme Yarımadası’nı gezmeye ve tanımaya çalışıyorum. İzmir’in en batısında yer alan Çeşme Yarımadası; coğrafi olarak Karaburun, Çeşme, Seferihisar, Urla ve Güzelbahçe ilçelerinden oluşuyor. 171 bin hektar alanıyla Türkiye’nin en büyük yarımadası olarak biliniyor. Batıda ve kuzeyde Ege Denizi, doğuda İzmir Körfezi ile Menderes, Balçova ve Narlıdere; güneyde ise Kuşadası Körfezi ile çevrili. İzmir Körfezi’nin güney kıyılarının büyük bölümü Yarımada’da yer alıyor. Batıda Çeşme’nin Sakız Adası’na, kuzeyde ise Karaburun’un Midilli Adası’na yakınlığı, bölgenin kıtalar arası konumu hakkında bilgi veriyor. Karaburun’un en uç noktasındaki Sarpıncık Feneri ile Ege Denizi’nin kapıları Akdeniz’e açılıyor.
Çeşme Yarımadası’nda üç önemli Antik Kent günümüze kadar varlığını korumuştur. Bunlar Ildırı’daki Erythrai Antik Kenti, Urla’daki Klazomenai Antik Kenti ve Seferihisar’daki Teos Antik Kenti’dir. Klazomenai/Kilizman kentinin kalıntılarının, günümüzde, Urla ilçesinin İskele Mahallesi’nde, denize komşu tarlalarda ve kıyıya yakın Karantina Yarımadası üzerinde bulunmakta olduğunu internetten öğrenmiştim. Zeytinyağı ticaretinde isim yapmış olan bu antik kentin Zeytinyağı İşliği ya da fabrikasını da görmeliydim. Bu nedenle, beni Seferihisar Sığacık’taki yazlığında misafir etmek için Çeşme’den alan dostum ve arkadaşım şahap ile Urla’ya uğradık.
Klazomenai Antik Kenti kalıntıları arasında yer alan ve M.Ö. 6. yüzyıla tarihlenen zeytinyağı işliği, tanımlanabilen en eski zeytinyağı üretim tesisi olarak biliniyor. İskele Mahallesinde, Türk Telekom binasının karşısındaki kamulaştırılmış Hamdi Balaban tarlasında bulunan bulunduğunu öğreniyorum. Deniz kıyısına doğru uzanmakta olan Mithatpaşa Caddesi’nin bitiminde ve doğusundaki tarlada kazı çalışmaları yapan bir ekip görüp, kendileriyle tanışıyoruz. Verdikleri bilgilere göre; Hitit Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yaşar Ersoy’un başkanlığında sürdürülüyor. Hitit, Ege, Ankara, Mersin, Dokuz Eylül ve Orta Doğu Teknik üniversitelerindeki 20 akademisyen, 30 da bölgedeki işçilerden oluşan 50 kişilik kazı ekibiyle yürütülen çalışmalarda, İyon Medeniyeti’ nin bölgedeki kalıntılarının aranmasına devam ediliyor.
Ekim ayına kadar sürecek çalışmalar kapsamında bu yıl ilk kez, Klazomenai Antik Kenti’nin merkez yerleşimi konumunda bulunan, günümüzde de Karantina Adası olarak adlandırılan 30 hektarlık yarım adada kazılara başlanmış durumda. Kazılar hakkındaki bu bilgilerinden sonra, kazı alanındaki Zeytiyağı İşliğini gösteriyorlar. Klazomenai Zeytinyağı İşliği, farklı mimari yapıları olan depoları ve kuyularıyla, diğer yapılar arasında kendilerini hemen belli ediyordu. Tarlanın diğer ucundaki giriş kapısına ulaşmak üzere, Mareşal Fevzi Çakmak Caddesi’ne çıkıyoruz. Mareşal Fevzi Çakmak Caddesi’nden de bakıldığında; tarla içinde yan yana yükselen düz damlı, taş duvarlı depo binası ile saz çatılı, kerpiç duvarlı zeytinyağı işliği ya da fabrikası hemen dikkatimiz çekti. Klazomenai Antik Kenti HBT Sektörü Kazı Alanı levhasının bulunduğu kapıdan giriş yaparak arabamızı park ediyoruz.
Kazı alanına girerek bizi bilgilendirebilecek ofise giriyoruz. Öğle yemeğini yemiş olanlar kazı alanına dönüyorlardı. Yetkili birini ararken, kazılarda görevli bir arkeoloji öğrencisi bize yardımcı olmak üzere önümüze düşüyor. Zeytinyağı İşliği’ne giderken, bir taraftan da bizi bilgilendiriyor. Tesisin işlik bölümü, yatay bir düzlem elde etmek amacıyla, anakaya yüzeyinin oyulmasıyla oluşturulmuş. İçine, batı kenarından kayaya oyulmuş bir basamakla inilmekteymiş.
İşliğin tabanında, çeşitli derinlik ve şekillerde, farklı işlevlere sahip on altı çukur saptanmış. Bu çukurların işlevlerinin yorumlanması sonucundadır ki burada bir zeytinyağı işliğinin bulunduğu yargısına ulaşılmış. Klazomenai Zeytinyağı İşliği, 1992-2004 yılları arasında, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Güven Bakır’ın başkanlığını yaptığı kazı ekibi tarafından, deposu ve kuyularıyla tamamen ortaya çıkarılmış. Aynı yıllarda, Hamdi Balaban tarlası içinde yer alan diğer açmaların kazısı sürerken, kazısı tamamlanan açmaların içinde yer alan zeytinyağı işliğinin ayağa kaldırılması çalışmaları başlamış ve aslına uygun bir biçimde yeniden yapılandırılmış.
Kılavuzluk yapan öğrencinin bilgilerini dinlerken, Zeytinyağı İşliği’ne de gelmiştik. Ağaçtan yapılmış ve adeta şifreli bir anahtar bir deliğe sokulduktan sonradır ki kapıyı kapatan eski zaman sopalarından biri çıkarılarak kapı açıldı. İçeride ilk dikkatimi çeken bir kaldıraç sistemi oldu. Ucu çatallı ve yaklaşık on metre uzunluğundaki baskı kolunu, zeytin hamuru doldurulmuş kıl torbaların tabla üzerine istiflenmesi sırasında yukarıya kaldırmak, baskı sırasında da aşağıya indirmek için, işliğe bir bucurgat yerleştirilmiş.
Baskı kolu bucurgat yardımıyla yukarıya kaldırılıyor. Baskı tablası üzerindeki kıl torbalar zeytin hamuru ile dolduruluyor. Baskı kolu bucurgat kanalıyla aşağıya indiriliyor. Baskı koluna bağlı 1 500 kg ağırlığındaki bir taş blok bucurgat kanalıyla yukarı kaldırılıyor. Zeytin hamuru üzerindeki baskı arttırılarak, hamurdaki zeytinyağının akması sağlanıyor. Baskı tablasının altına denk gelecek şekilde açılmış kazana benzer iki kuyucuk, ahşap baskı tablasından sızan yağı toplamaktadır. Kenarları yükseltilmiş ahşap baskı tablası üzerine üst üste dizilen kıl torbalar içindeki zeytin hamurundan süzülen yağ ve karasu, uzun bir oluk aracılığı ile polima’ya, ayrıştırma işleminin başladığı üç kuyudan ortadakine, ikinci kuyuya akıtılmaktadır.
Ortadaki ikinci kuyu, dibinden bir kanalla solundaki birinci kuyuya bağlanmakta olup, bu kuyular bileşik kaplar esasına göre çalışmaktadır. Bu kuyular yarısına kadar su ile doldurulmuş olmalıdır. Ortadaki kuyuya baskıdan gelen karasu-zeytinyağı karışımında, hafif olan zeytinyağı suyun üzerine çıkmaktadır. Ağır olan karasu, dipteki kanallardan biri ile birinci kuyuya geçmektedir. Kuyular dolunca, ortadaki kuyuda üstte bulunan zeytinyağı yayvan bir kepçe ile dinlendirilmek üzere, sağındaki üçüncü kuyuya aktarılıyor. Bu arada, kara su ile dolan birinci kuyu da boşaltılmaktadır. Oldukça basit ve ilginç bir üretim yöntemi karşımıza çıkmıştı.
Üretilen zeytinyağının depolanması ve satışı için üretilmiş olan amforaların bulunduğu depoyu da gezip, fotoğrafladıktan sonra, bize rehberlik eden öğrenci arkadaşa teşekkür ederek mekândan ayrıldık.
Kaynaklar:
1) http://tr.wikipedia.org/wiki/Klazomenai
2) www.izmirkulturturizm.gov.tr/TR,77421/klazomenai-urla.htm