Beypazarı – İstanbul Bağdat Yolu Üzerinde Mola Zamanı

21 Ekim 2016 Cuma…

Toprakları pek çok eski uygarlıklara ev sahipliği yapmış, konakları ile meşhur, Ankara’nın en çok ziyaret edilen ilçesi Beypazarı çoktandır ziyaret etmek istediğim yerlerden biriydi. Ankara’dan yaklaşık 100 km uzaklıkta bulunan Beypazarı’na gitmek üzere, saat 11,30 civarında Ankara Yaşamkent’ten otomobilimizle harekete geçtik. Selçuklular döneminde, İstanbul Bağdat yolu üzerinde, Ayaş ile birlikte önemli bir ticaret merkezi olan Beypazarı, halen bu özelliğini sürdürmektedir. Hemen her gün yüzlerce yabancı ziyaretçisi olan bu tarihi kente saat 13,00 civarında ulaştık.

Beypazarı

Ahmet Levent Öztop Sokak Beypazarı

Alpaslan Türkeş Bulvarı üzerinden giriş yaptığımız Beypazarı’nda, eski çarşıya ulaşabilmek için, Ahmet Levent Öztop Sokak’taki paralı otoparka arabamızı park ediyoruz. Sonra da Demirciler Sokak ve bağlantılı olan sokakları gezmek istiyoruz. İstiyoruz, çünkü; Orta ve Batı Anadolu’nun en renkli ve en hareketli çarşısı bu bölgede bulunuyor. Altı yüzyıllık bir geçmişe sahip çarşıda yapılan restorasyon çalışmalarından sonra, Avrupa’nın Old City olarak tanımlanan şehirlerine benzemiş.

Beypazarı

Beypazarı

Beypazarı

Beypazarı

Beypazarı Çarşısı, özellikle el sanatlarına düşkün olanların vazgeçilmez mekanlarından biri olarak biliniyor. İnce tel durumuna getirilen altın ya da gümüşü örerek ortaya çıkan telkari ürünlerinin her çeşidini, bakır ve kalay işçiliklerini, dericilik ürünleri ve kunduralar, dokumacılık, yorgancılık, terzilik, marangozluk ve saraç bulmak mümkün. Üstüne üstlük yöresel ürünlerin yanı sıra Beypazarı Kurusu da her dükkanda yerini almış.Beypazarı maden suyu da en çok bilinen markalardan.

Beypazarı

Beypazarı

Beypazarı

Beypazarı

Eşim Serap ile bize eşlik eden Rukiye’yi alışveriş için bırakarak; Tarihi Taş Mektep, Konak Münsür ve Sedir Cafe’nin bulunduğu Alaaddin Sokak’a giriş yapıyorum. Bu bölgede yenilenmiş Eski Beypazarı Evleri’nin en güzel örnekleri bulunuyor. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’ne de konu olan Beypazarı Evleri cumbalı olup; üstlerinde ”guşgana” adı verilen çatıdan oluşan iki üç katlı yapılardır. Zemin katları taş olup, üst katları ahşap iskelet içinde ahşap ya da kerpiç dolgu sistemiyle  yapılmıştır.

Beypazarı

Beypazarı

Evlerin planı; yerel özelliklerin ağır bastığı geleneksel Türk ya da Osmanlı Evi planını yansıtmaktadır. Bahçeli ve büyük evlerin bir özelliği olan çatıdaki ”guşgana” , aileleri genişlediğinde evi büyütme amacını da gütmektedir. Ayrıca yazın çok sıcak olan bu çatı kısmında sebzeleri kurutma olanağı olduğu gibi, çok soğuk olan kış aylarında da soğuk kiler olarak kullanılmaktadır.

Beypazarı

Beypazarı

Beypazarı

Beypazarı

Çok özel ve güzel olan tarihi Beypazarı Evleri’ni daha yakından tanımak, fotoğraflamak için Paşa Konağı Restoran yanından Çınar Sokak’a giriyorum. Bir süre sonra Beypazarı Hakim Evi’ne ulaşıyorum. İçeri girip fotoğraf çekme isteğim başlangıçta reddedilse de blog yazarı olduğum söylenince yardım görüyorum. Beypazarı’nın en eski ve güzel konaklarından bir tanesidir Hakim Evi. Beypazarı’na gelip, kalacak yer arıyorsanız eğer, ilçenin tarihi konseptine uygun bir yer burası. Yaklaşık 200 yıllık bir konak olan Beypazarı Hâkim Evi, Ankara Üniversitesi  Uygulama Oteli olarak hizmet veriyor. Konak, tarihi dokusuna sadık kalınarak yenilenmiş. Her odadaki gömme dolaplar, ahşap mobilyalar, cam kenarındaki sedirler, yüksek ahşap tavanlar, yüksek pencereler ve muazzam manzarası ile 150 yıl öncesine yolculuk yapmamızı sağlıyor.

Beypazarı

Beypazarı

Beypazarı

Beypazarı

Beypazarı

Beypazarı

Baypazarı Hakim Evi’ni gezdiren görevli arkadaşa teşekkür ederek ayrılıyorum. Çınar Sokak’ta ilerliyorum. Bir süre sonra Beypazarı Kent Tarihi Müzesi karşıma çıkıyor. Ancak müzeyi gezecek zaman yok, Dönüşte Ayaş’a uğramamız gerekiyor. Her neyse, müzeyi gezmeden Çınar Sokak’tan İstiklal Sokak’a giriyorum. Bu sokaktaki bazı noktalardan Beypazarı’nın panoramik fotoğraflarını çekme olanağı buluyorum. Sokak ve çevresi kentin tepesinde bulunuyor. Bir süre sonra Kurşunlu Camisi’ne ulaşıyorum. 17. yüzyılda civar yörelerde birçok eseri bulunan Sadrazam Nasuh Paşa tarafından yaptırıldığı rivayet edilmektedir. Üzeri tamamen kurşunla kaplı olduğu için Kurşunlu Camisi ismi verildiği düşünülmektedir. Tüm ihtişamıyla Osmanlı cami mimarisini temsil etmektedir. İçeri girip, fotoğraflarını çekiyorum.

Beypazarı

Beypazarı

Beypazarı

Beypazarı

Beypazarı

Beypazarı

Kurşunlu Camisi’nden ayrılarak Cumhuriyet Caddesi’ne giriyorum. Sol tarafımda Beypazarı Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü’ne bağlı halk üretim atölyeleri yer almış. Kentin tarihine bağlı el sanatlarının geliştirilmesi ve yeni kuşakların yetiştirilmesi amaçlanmış. Sağ tarafımda İmaret Camii, ileride sağda Cahide Gürsoy Müze Evi ve tam karşımda Beypazarı Halk Evi bulunuyor. Müzeleri ve Halkevini gezecek zamanım yok. Bir başka zamana bırakıyorum.

Beypazarı

Beypazarı

Beypazarı

Beypazarı

Beypazarı

Beypazarı

Beypazarı

Beypazarı

Çevreyi panoramik olarak dolaşıp, fotoğrafladıktan sonra eşimle buluşmak üzere Has Değirmencioğlu Lokantası’na gidiyorum. Eşim Serap ile bize eşlik eden Rukiye yemeklerini söylemişler. Ben de karnıyarık, pilav ve köpüklü ayran söylüyorum. Tatlı olarak da aşure söyleniyor. Yemeklerimizi yedikten Evliya Çelebi’nin eserleriyle, şarkılarında ”Ayaş yollarını aştım da geldim, Boyunu boyuma ölçtüm de geldim…” dizelerinin bulunduğu Ayaş’a hareket ediyoruz.

Beypazarı

Beypazarı

user comment

Beypazarı panoramik

 

 

Share Button