Roma Forumu ve Venedik Meydanı

Roma İmparatorluğu’nun başkentliğini yapmış, her yerinden tarih fışkıran, İstanbul’un ikizi olarak tanımlanan yedi tepeli Roma’yı yürüyerek gezmek, solumak ve yaşamak istiyoruz katıldığımız turda. Ekstra turlara katılmayarak iki gün kazanıyoruz Roma’yı gezmek için.

Başlangıç noktası olarak Venedik Meydanı’nı seçiyoruz. Venedik Meydanı merkez olmak üzere, yaklaşık 1 000 metre yarıçaplı bir çember çizdiğimizde, Antik Roma’da görmemiz gereken her yer vardı.

Venedikliler İtalya topraklarında yüzyıllarca hüküm sürmüşler. Latin devleti için, bulunduğumuz konumda elçilik binası açtıklarından, “Venedik Meydanı” olarak anılmaya başlamış.

Meydanı alıcı gözle tarayıp, gezdikten sonra, ortasında durup yüzümüzü İtalya Kralı II. Emanuel’e adanmış süt beyazı bir anıtsal yapıya çeviriyoruz. Önümüzdeki süt beyazı anıtsal yapı Venedik Meydanı ile Capitol Tepesi arasında yer alıyor. 

Romalıların ”Düğün Pastası” olarak da tanımladıkları anıtsal yapıda, çok sayıda heykel bulunuyor. Yapının girişinde de Birleşmiş İtalya Müzesi var. Uzun Korint  sütunları, at üstündeki Vittorio Emanuele heykeli, sağ ve sol üst köşelerde yer alan tanrıça  Victoria’nın üstünde, ”Mahşerin Dört Atlısı” muhteşem bir görüntü oluşturuyor.

Anıtsal yapının önünde Meçhul Asker Mezarlığı da yer alıyor. Önünde hiç sönmeyen bir ateş yanmakta ve başında nöbet tutan askerler bulunuyor.

Bir süre hayranlıkla izledikten sonra, sağ tarafımızda bulunan kahverengi binaya dönüyoruz. Eski Venedik Sarayı olan bu anıtsal yapı Elçilik binası olarak kullanılmış. Günümüzde Ulusal Sanat Galerisi olarak kullanılmaktadır.

Meydanın sol tarafına döndüğümüzde ise İtalyan bankası, Valantini Sarayı ile ileride solda Traianus Sütunu görülüyor.  Arkamızda ise Roma’nın en popüler caddelerinden Via del Corsa bulunuyor. 

Piazza Venezia

28 Kasım 2015 Cumartesi, Roma…

Roma’ya dün saat 16,00 civarında giriş yapabildik. Panoramik olarak sırasıyla Kolezyum, Venedik Meydanı, ağırlıklı olarak Aziz Petrus Meydanı ve Bazilikası görüldükten sonra, gecenin geç saatlerinde İspanyol Merdivenleri ve Trevi Fountain olarak bilinen Aşk Çeşmesi de görüldü.

Hotel Gietto Roma

Gecelemek üzere,  Venedik Meydanı’ndan yaklaşık 7 km uzaklıktaki otelimize, Hotel Giotto ’ya gittik. Odalarımızın dağıtımı yapıldı. Oldukça yorgunuz ve odamızda çay içmek istiyoruz. Ancak odalarda su ısıtıcısı yok. Bu tür seyahatlerde yanımızda su ısıtıcısı getirmeliyiz dedikten sonra resepsiyona inerek sıcak su konusunda yardım istedim. İki kupaya sıcak su aldıktan sonra odamıza çıktım. Çaylar içilip ılık banyo yapıldıktan sonra deliksiz bir uykuya kolaylıkta geçiş yaptık.

Hotel Gietto

Sabah 06,30 da kalkıp, Saat 07,00’de kahvaltı salonuna indik. Giotto Otel’deki bu ilk sabah kahvaltısı beğendik. İki gece daha buradayız. Tur programı gereği, kahvaltıdan sonra serbest zaman dilimindeyiz. Ancak, arzu eden tur misafirleri, rehberimizin ekstra olarak düzenlediği Outlet ve Göller Bölgesi turuna kişi başı 45 Euro karşılığında katılabileceklerdi. Bizim Klasik İtalya turuna asıl katılma nedenimiz Floransa ve Roma olduğundan tura katılmadık.

Roma İtalya

Roma İmparatorluğu’nun başkentliğini yapmış, her yerinden tarih fışkıran, İstanbul’un ikizi olarak tanımlanan yedi tepeli Roma’yı solumak ve yaşamak istiyoruz. Bunun için de önemli meydanları, caddeleri, sokakları ve tarihi yerleri yürüyerek gezmeliyiz. Ekstra turlara katılmamakla iki gün kazanıyoruz Roma’yı gezmek için.

Bizim dışımızda herkes katıldı ekstra tura. Biz otelde kaldık, başımızın çaresine bakmak için program yapacağız. Gecelediğimiz Hotel Giotto sakin bir yerleşim bölgesinde bulunuyor. Vatikan’ın yaklaşık 6 km batısında kalıyor. Otelimizin resepsiyonundan aldığımız tanıtım broşürlerinden edindiğimiz bilgilere göre, otelimizin yaklaşık 300 metre batısındaki Via Mattia Battistini adlı cadde üzerinde otobüs durakları var. Ayrıca, bize en yakın otobüs durağının 700 metre güneyinde de Metro istasyonu bulunmakta.

Roma İtalya

Her iki ulaşım seçeneğinde de 1,5 Euro ödeyerek Piazza del Popola olarak bilinen Halk Meydanı ile Piazza Venezia olarak bilinen Venedik Meydanı’na ulaşmak mümkün görünüyor. Resepsiyondan aldığımız Roma Turistik haritası ile görevlilerin uyarılarıyla başlangıç noktası olarak Venedik Meydanı’nı seçmeliyiz dedik. Gördük ki Venedik Meydanı merkez olmak üzere, yaklaşık 1 000 metre yarıçaplı bir çember çizdiğimizde, Antik Roma’da görmemiz gereken her yer vardı.

Gezi programımızı yaptıktan sonra otelimizin civarındaki bir kafeden otobüs biletlerimizi alıyor ve önceden belirlediğimiz cadde üzerindeki Battistini Melchiade Papa adlı otobüs durağına gidiyoruz. Çok beklemeden gelen 916 numaralı otobüsle yaklaşık 45 dakika sonra Venedik Meydanı’na ulaşıyoruz.

 

Venedik Meydanı (Piazza Venezia)

Dün tur otobüsümüzün penceresinden gördüğümüz Venedik Meydanı şehirdeki en ünlü meydanlardan biridir. Venedikliler İtalya topraklarında, yüzyıllarca hüküm sürmüşler. Venedik Cumhuriyeti, Papalık ya da diğer adıyla Latin devleti için, şehirde bir elçilik binası bile açmışlar. Elçilik konutuna komşu olan meydan, Venediklilerin elçilik binasından etkilenerek, “Venedik Meydanı” olarak anılmaya başlamış.

Piazza Venezia

Meydanı alıcı gözle tarayıp, gezdikten sonra, ortasında durup yüzümüzü İtalya Kralı II. Emanuel’e adanmış süt beyazı bir anıtsal yapıya çeviriyoruz. Bir süre hayranlıkla izledikten sonra, sağ tarafımızda bulunan kahverengi binaya dönüyoruz. Eski Venedik Sarayı olan bu anıtsal yapı Elçilik binası olarak kullanılmış. Günümüzde Ulusal Sanat Galerisi olarak kullanılmaktadır.

Meydanın sol tarafına döndüğümüzde ise İtalyan bankası, Valantini Sarayı ile ileride solda Trajan’s Column olarak bilinen Traianus Sütunu görülüyor.  Arkamızda ise Roma’nın en popüler caddelerinden Via del Corsa bulunuyor. Önümüzdeki süt beyazı anıtsal yapı Venedik Meydanı ile Capitol Tepesi arasında yer alıyor. Capitol Tepesi Roma’nın en yüksek tepesi.

Heykelsi merdivenleriyle dikkat çeken yapıda, çok sayıda heykel bulunuyor. Yapının girişinde de Birleşmiş İtalya Müzesi var. Bembeyaz mermerden yapılmış olması nedeniyle Romalılar ‘Düğün Pastası’ diyorlarmış. Geçmişte etrafındaki mimari yapılarla uyumsuzluğu nedeniyle çok eleştirilmiş olsa da, günümüzde turistlerin gözdesi. Uzun Korint  sütunları, at üstündeki Vittorio Emanuele heykeli, sağ ve sol üst köşelerde yer alan tanrıça  Victoria’nın üstünde olduğu dört at heykeli muhteşem bir görüntü oluşturuyor.

Saf beyaz mermer merdivenlerden çıkmaya başlıyoruz. Anıt yapı önünde  I. Dünya Savaşı sonrasında inşa edilen Meçhul Asker Mezarlığı da yer alıyor. Mezarlığın önünde hiç sönmeyen bir ateş yanmakta ve başında nöbet tutan askerler bulunmakta. Birinci Dünya Savaşı’nda ölen on bin askerin anısına yapılmış olup, bir anlamda ‘’Meçhul Asker anıtıdır.’’ Devasa anıt yapının ön yüzünde ve ortasındaki atlı heykel “Kral II. Vittorio Emanuella” ya aittir. Arkadaki kabartmalarda, savaşlar anlatılmaktadır. Mahşerin dört atlısı denilen heykeller, binanın iki tarafında üst bölümleri süslemektedir.

Venedik Meydanı ve çevresi tam bir tarih hazinesi olarak karşımıza çıktı. Meydanın güneyi Antik Roma’nın geliştiği merkez bölge olan Roma Forumu olup, mutlaka görülmesi gereken yerlerden biridir. Biraz daha güneydoğuya gidilirse Roma’nın ikonu olan Kolezyum’a ulaşılır.

Meydan çevresinde, güzel restoranlar ve kafeler var. Burada, uzun bir dinlenme molası verebilirsiniz demişti rehberimiz. Güzel bir pizza ve yanında salata ve daha sonra bir kapuçino kahve içilebilir. Biz de öyle yaptık. Kapuçino kahvelerimizi içtikten sonra eşime Roma Forumu’nu panoramik olarak görmek istediğimi söyledim. Benimle gelmek yerine kafede oturup, harita üzerinde rotalarımızı bir kez daha gözden geçirmek istediğini söyledi.

Roma Forumu

Günümüzde bir bölümünü yabani otların kapladığı geniş bir yıkıntı görünümünde olan Roma Forumu’na bakarak, bu alanın 1.000 yıl boyunca kentin gurur kaynağı olduğunu tahmin etmek kolay olmasa gerek diye düşündüm. 3.000 yılı aşkın bir zaman önce Palatino Tepesi’nde yer alan asıl kentin mezarlığı olan bu bölge, yavaş yavaş genişleyip büyüyerek Roma’nın kazandığı gücü yansıtır olmuş.

Roma İtalya

M.Ö. 6. yüzyılda bataklık alan kurutulduğunda, Cumhuriyet’in yaşamında vazgeçilmez bir yer edinen Forum, en ihtişamlı günlerini, tuğla kenti mermerle donattığını söyleyerek gururlanan ilk Roma imparatoru Agustus döneminde yaşamıştır.

Dünyanın en büyük arkeolojik alanlarından olan Roma Forumu, Roma İmparatorluğu döneminde sebze-meyve pazarı olarak kullanılmış, daha sonra törensel bir merkeze dönüştürülmüş. Roma Forumu’nun içinde tapınaklar, bazilikalar, taklar ve bir dönem mahkeme ve iş merkezi olarak kullanılan yapıların kalıntıları bulunuyor. 

Vittorio Emanuele II Anıtı’nın kuzeydoğusunda, Venezia Meydanı’nın gerisinde, Trajan Sütunu bulunuyor. Sütun, Roma imparatoru Traianus’un kendi adına taşıyan forumunda yaptırdığı anıt. Mermerden yapılmış sütun Dor düzeninde. Sütunun üzerinde bir de heykel bulunuyor. Sütunun batısında Rönesans döneminde yapılmış Santa Maria di Loreto kilisesi, sütunun hemen arkasında, kuzeyde ise Barok döneminde yapılmış Santissimo Nome di Maria al Foro Traiano Kilisesi bulunuyor. 

Gerçekten de Venedik Meydanı ve çevresi tam bir tarih hazinesi olarak karşımızda duruyor. Meydanın güneyi Antik Roma’nın geliştiği merkez bölge olan Roma Forumu olup, mutlaka görülmesi gereken yerlerden biridir.  Eski zamanlarda ticaret ve hukuk merkezi olarak kullanılan bu değerli forumun içerisinde birbirinden önemli bölümler bulunuyor.

Anıtlardan binalara, binalardan tapınaklara kadar birçok tarihi kalıntıyı içerisinde barındıran Forumda mutlaka görmeniz gerekenlerden bazıları ise şunlar. Septimius Severus Kemeri, Titus Kemeri, Venüs ve Roma Tapınağı, Satürn Tapınağı, Castor ve Pollux Tapınağı, Hostilia Mahkemesi, Maxentius ve Konstantin Bazilikası ve son olarak bölgenin en önemli yapılarından biri olan Sezar Tapınağı ile Zafer Takı. 

İmparatorluk dönemi Roma’sının son anıtlarından olan Zafer Takı, Kontstantinus’un, başkenti Bizans’a taşımasından önce, kazandığı bir savaşın onuruna inşa edilmiş. 21 metre yükseklikteki bu tak, Kolezyum yakınında bulunuyor.

Share Button