Louvre Müzesi Apollon Galerisi
Paris’in en çok ziyaret edilen yerlerinden birisi olan Louvre Müzesi, dünyanın da en büyük ve ünlü müzelerindendir. Önceleri kraliyete ait olan bu yapı, dünyanın en ünlü ve değerli sanat eserlerine de ev sahipliği yapmaktadır.
Louvre Müzesi, şehrin merkezinde Seine Nehri’nin sağ yakasıyla şehrin ünlü yerlerinden birisi olan Rivoli Caddesi arasındadır. Tarihi 1190 yılında kraliyet adına Philip Agustus tarafından Louvre Kalesi’nin kurulmasına kadar dayanır. Bu kale Paris’in batı yakasını gelecek çeşitli saldırılardan korumak amacıyla yapılmıştır.
Kalenin yıkılmasının ardından şimdiki Louvre’a ait ilk bina ise Rönesans etkileriyle mimar Pierre Lescot tarafından 1535’de yapılmıştır. 1589 ile 1610 yılları arasında hüküm süren Kral IV. Henry ise ek olarak, o dönemde dünyanın en büyük ve uzun binası olan Grande Galerie’yi yaptırmıştır. Büyük bir sanat destekçisi olan IV. Henry, yüzlerce sanatçı ve ustaya bu binanın aşağı katlarında yaşamaları için davette bulunmuş ve müzenin oluşumuna katkılarını sağlamıştır.
Kraliyet meydanında, ünlü piramidin bulunduğu yerden 360 derecelik bir dönüş yaparsanız, müze yerleşiminin U şeklinde bir mıknatısa benzediğini görürsünüz. Louvre Müzesi Sully, Denon ve Richelieu olmak üzere, üç kanat ya da bölüm olarak karşımıza çıkar. Kuzey kanadı/Richelieu, güney kanadı/Denon ve kare seklinde düzenlenmiş olan doğu kanadı/Sully olmak üzere 3 mimari bölüme ayrılır. Karmaşık yapının batısında Tuileries bahçeleri yer alır ve Concorde Meydanı’na kadar uzanır. Louvre Müzesi’ nin resim koleksiyonları, müzenin farklı bölümlerindeki galerilerde yer almaktadır.
Fransız resmi Sully Kanadının 2. katını doldurur. Alman resmi ve kuzey ekolleri Richelieu Kanadının 2. katındadır. İtalya ve İspanyol resimleri ise Denon Kanadının 1. katında yer alır.
Kraliçe Catherine Medici tarafından 1560’da başlatılan Denon Kanadı’nı, 1610-1643 yılları arasında hüküm süren 13. Louis tamamlatmıştır. Günümüzde burası Louvre’u Yenileme Programı çerçevesinde yenilenmiştir. Sarayın kuzey tarafında bulunan ve yine 13. Louis tarafından yaptırılan Richelieu Kanadı ise uzun süre boyunca Ekonomi Bakanlığı olarak kullanılmıştır.
Bakanlığın taşınmasının ardından yenilenen bölüm 1993 yılında, müzenin 8 Kasım 1793’te Fransız Devrimi’nden sonra, halka ilk kez açılmasından 200 yıl sonra, yeniden sanat galerisi haline getirilmiştir. Binanın 1848-1870 yılları arasında hüküm süren III. Napolyon tarafından, 1852-1857 yılları arasında eklenen kanadı ise yeni-barok tarzın İkinci İmparatorluk dönemini yansıtmaktadır ve detaylı heykellerle yüklüdür. Burada yürütülen yapım çalışmaları 1876 yılına dek sürmüştür.
Müzenin Denon kanadından giriş yaparak Mona Lisa şaheserine ulaşmak isterseniz, Apollon Galerisi’nden geçmek zorunda kalırsınız yanlışlıkla. Gözünüz galerinin tavanındaki görüntülere takıldığında ise Mona Lisa’yı unutur ve galeriyi izlemeye başlarsınız. 16. ve 18. yüzyıllarda gelişen müzik ve edebiyat alanından sonra mimaride de kendine önemli ölçüde yer edinen Barok Mimari’nin en önemli ve en güzel uygulamaları tavanda yer almaktadır. İtalyan kiliselerinde gücünü tanrı ve mitoloji taslaklarından alan ve işlemeli duvarlar, tavanlar ve görkemli bahçelerle donatılmış mimari yapı olan Barok tarzı aklınızı başınızdan alır.
Kendinize geldiğinizde de Mona Lisa’nın bulunduğu salonu aramaya başlarsınız. Barok dönemi mimari ve iç mimari tasarımlarında yeni tarz heykel formları ve boyamalara rastlanır. Süsleme biçimini doğadan almıştır. Süsleme işçiliğinde daha çok yaprak, çiçek, kabuk gibi detaylı işlemecilik önceki dönem klasik Rönesans işçiliğine de yeni bir soluk katar.
Barok dönemi yapılarında duvarın ve tavanın temel biçimi üç boyutlu heykellerle ve çeşitli biçim ve çiçek formlarındaki kabartmalarla süslendiği görülür. Bu süslemeler çeşitli renklerle boyalıdır. İç mekânın duvarlarında ve tavanlarda insan figürlerinin yoğun olduğu çeşitli aktivitelerin canlandırıldığı ilizyonistik süslemeler yapılır.
İç mekânlarda Quadratura olarak adlandırılan ilizyonistik perspektiflerle süslenir. Tavanlar ya da görünürdeki kubbelerde sıklıkla uygulanan bu süslemede gökyüzünün ya da cennetin tasvir edilmesi barok dönemi yapılarının tipik özelliklerinden biridir. Barok döneminde geometrik süslemelere sıklıkla rastlanır. Barok döneminde süsleme tekniğinde daha karmaşık geometri formları kullanılmıştır.
Kare ve dikdörtgen formlar yerine daha çok oval ve eliptik formlar kullanıldı. Merdiven formları daha çok kavisli bir hale geldi. Kavisli ve karmaşık merdiven düzenlemeleri mekân içerisindeki harekete bir gizemli hava katmaktadır. Louvre sarayındaki heykel süslemeler Barok dönemi temel süslemelerden biridir.