Antoni Gaudi’nin Barselona’sı

9 Nisan 2009, Barselona…

Dünyadaki bazı kentler; kendileriyle özdeşleşen şair, yazar, ressam, mimar ve mühendislik harikalarıyla anılır. Paris’in Eiffel Kulesi; Sydney’in Opera binası, Konya’nın Mevlana’sı,  Edirne’nin Selimiye Camisi ve yapımcısı Mimar  Sinan olduğu gibi. Barselona deyince de, ”Tanrı’nın Mimarı” olarak tanımlanan  Mimar Gaudi ile yaşamını adadığı, uğruna varını yoğunu harcadığı ”Sagrada Familia” gelir.

Gaudi; 1852 yılında, Katalanya’da, babası metal işçisi olan fakir bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelir. Kronik romatizmalarından ötürü, çok zayıf ve çelimsiz bir çocuktur.  Bu yüzden, arkadaşlarının oyun ve eğlencelerine katılamaz. Bunalıma girmek yerine, doğayı gözlemlemeyi seçer. Doğadaki ağaçları, ağaçların ortamlarıyla uyumlarını, böcekleri, özellikle, kabuklu hayvanları ve onların evleri sayılabilecek kabuklarını gözlemler ve ileride bunlara benzer yapılar kurmayı hayal eder. Doğadaki canlı ve cansız her şeyin mükemmel bir uyum içinde olduğunun farkına varır. Doğada; kare, dikdörtgen gibi geometrik şekillerin ve düz çizgilerin olmadığını, hayretle, fark eder.

Barselona İspanya

“Atölyemin hemen dışındaki ağaç benim akıl hocamdır.” sözü mimar Antonia Gaudi’ye aittir. Bitki ve hayvanlardan esinlenerek yapılarda taşıyıcı sistemleri çözmüş; ağaç dallarından, kozalaklardan referans alarak tavan, cephe ve birçok farklı uygulamada süsleme elemanları olarak kullanmıştır. Barselona’nın simgesi hâline gelmiş olan La Sagrada Familia kilisesi ağaç gövdesi ve dallarına benzeyen şekilleriyle ve aynı mantığın kullanıldığı taşıyıcı sistemlerle yapılmaktadır. Gaudi’yi bu denli önemli kılan özelliği doğayı sadece şekil olarak alması değil, bunu üç boyutta matematiksel olarak kullanabilmesidir. Parabolik taşıyıcı sistemleriyle, yerçekimini ve fizik kurallarını çok iyi biçimde sentezledi. Bunu geleneksel İspanya mimarisi ve Art Nouveau olarak adlandırılan Yeni Sanat’tan aldıklarıyla, yeni bir üslupta yorumladı.  Bu açıdan bakıldığında hem başarılı öncü bir mimar hem de başarılı bir mühendistir.

Sağrada Familia iç mekan ağaçları

Doğada keskin çizgiler olmadığı gibi, her şeyin birbirinin devamı olduğunu ve tamamladığının bilincine ulaşır. Katedral ya da Sagrada Familia, çocukluk hayallerinin bir bölümünü gerçekleştirmeye  çalıştığı yerdir. Eserlerinin tasarımını yapar ve uygularken, doğa ile uzlaşmayı seçen Gaudi, bu seçimin kendisini Tanrı’ya ulaştıracağına inanır. Yaşamının bir evresinde Dindar bir Katolik’tir Gaudi. Bir yıl gibi kısa bir sürede annesini, erkek ve kız kardeşini kaybettiğinde, dine olan bağlılığı ve dini adanmışlığı daha da artmıştır.

Sagrada Familia, Gaudi’nin dine adanmışlığının simgesi olarak görüldüğü gibi, Tanrı’ya aracılık etme yeteneğinin bir kanıtı olarak da görülmektedir. Dindar Katolikler Gaudi’ye, ”Tanrı’nın Mimarı” olarak bakmaktadırlar. Nesnel bir mimarın, Barselona’ya  damgasını vuran eserleri tasarlayamayacağına inanmaktadırlar. Bu tür eserlerin, ancak, bir Aziz’in tasarımı olacağını düşünmektedirler.

Barselona’nın en ilginç yapısı Casa Batllo

1869’da başladığı mimari eğitimi, askerlik hizmeti ve çeşitli nedenlerle sekiz yıl sürmüştür. 1878’de eğitimini tamamladığı Barselona kenti, tüm sanatsal etkinliklerinin merkezi olmuş ve kişiliğinin gelişiminde büyük yer tutmuştur. O dönem, Barselona’da özellikle tekstil endüstrisinin gelişmesiyle orta sınıfın güçlendiği, zenginliğin ve şehirsel gelişimin arttığı bir dönemdi.

Antoni Gaudi mimarlık kariyerinin ilk yıllarında değerlendirmesini çok iyi bildiği bir şans yakaladı. İlk önemli eseri, Vicens ailesi için 1883-1888 tarihleri arasında yaptığı Barselona’daki Casa Vicens adlı yazlık ev idi. Daha sonra kentin zenginlerinden Eusebi Güell ile tanıştı. İkisi de fikirsel olarak birbirine paralel düşünüyordu, bu yüzden hem sıkı arkadaş oldular hem de Güell’in finansal desteği ile adına mimari yapılar yapıldı.

Gaudi süslemenin ön plana çıktığı “Yeni Sanat-Art Nouveau ” akımının İspanya’daki öncüsü oldu. Zamanla kendi özgün tarzını oluşturdu. Güell Ailesi için yaptığı eserler Barselona’da prestij edinmesini sağlamıştı. Bu eserler, Güell Pavilyonu, Güell Sarayı, Güell Mahzeni, Colonia Güell Türbesi ve Güell Parkı’dır. Diğer önemli eserleri arasında Teresano Koleji, kendisine yılın binası ödülünü kazandıran Celvet Evi, Bellesgurad Villası, Battlo Evi ve La Pedrera adıyla bilinen Casa Mila bulunur.

En ünlü eseri ise hayatını adadığı, yapımı halen süren La Sagrada Familia bazilikasıdır. Gaudi, 1882’de Francesco de Paula Villary Lozano tarafından yapımına başlanan bu kiliseyi tamamlama işini 1883’de üzerine aldı. Gittikçe daha fazla zamanını bu esere ayıran Gaudí, 1908’de başka proje almayı bıraktı ve 1926’daki ölümüne kadar sadece La Sagrada Familia ile uğraştı. Gaudi, tüm mimari bilgisini karmaşık semboller sistemi ve inancın gizemlerine ilişkin görsel açıklamalarla birleştirerek bir 20. yüzyıl katedrali yaratmayı arzuluyordu. Sadece tüm enerjisini esere ayırmakla kalmadı, stüdyosunu da inşaata taşıdı. 7 Temmuz 1926’da, 74 yaşında bir trafik kazası sonucu projesini tamamlayamadan öldü ve La Sagrada Familia’ya gömüldü.

Casa Mila-La Pedrera

Sagrada Familia’nın yapımına 1884 yılında başlanmış olmasına karşın yapımına hala devam edilmektedir. Çok fazla detaylara ve karışık sistem ve sembollere sahip kilise, Gaudi’nin en fazla önemsediği yapıdır. Hatta inşasına başlanan kiliseden sonra başka bir proje kabul etmedi ve atölyesini kilise inşaatına taşıdı. Bütün bilgi birikimini ve yaratıcılığını kilise için kullandı. Dindar bir kimliği olan Gaudi diğer yapıtlarında olduğu gibi kilisede de eğriselliği ön planda tutup evrenin sonsuzluğuna mimari bir gönderme yapıyordu.

Ayrıca La Sagrada Familia’nın bitirilemeyişine karşın “Evrenin efendisi acele etmez.” demiştir. Diğer yandan kilisenin bitirilmemesinin sebebine sembolik olarak sonsuzluğu simgelemesi de söylenenler arasındadır. 18 kule olarak planlanan kiliseyi bitirmekten öte mükemmelliği için sürekli geliştirmeye çalışan Gaudi zamanla “Tanrının Mimarı” olarak anılmaya başlandı. Yapıtlarının kapı koluna kadar en ufak detaylarıyla ilgilenen Gaudi’nin bir gün kiliseye bakarak geri geri yürürken bir tramvayın altında kalarak öldüğü söylenmekte.

Barselona İspanya

Güell PaSokak lambalarından, kaldırım taşlarına kadar tasarımda imzası bulunan Gaudi’nin şehri Barselona’ya gitmeyi düşünürseniz Gaudi’nin önemli eserlerini mutlaka ziyaret ediniz.  Casa Vicens, Park Güell,  Casa Mila, Casa Battlo, Colonia Güell Türbesi, La Sagrada Familia. Bu yapıtlar aynı zamanda UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde de yer almaktadır.

Park Güell

Share Button