Ankara Altındağ Hamamönü Mehmet Akif Ersoy Kültür Parkı
Türkiye’nin dört bir yanından insanları kendine çekmeyi başaran Hamamönü, 19’uncu yüzyıl sivil mimarisini en iyi şekilde yansıtan atmosferi ile büyük ilgi görüyor. Bölge sakinlerinin sağlıklı bir kentsel çevrede yaşam kalitesini ve koruma kullanma bilincini geliştirmeye öncelik veren Altındağ Belediyesi, aynı zamanda bölgeyi kültür turizminin çekim bölgesi haline getirmek amacıyla yenileme, yeniden kurma, yeniden tasarımlama ve sağlıklaştırma çalışmalarını tamamlamıştır. Dutlu, İnci, Fırın, İnanlı, Mehmet Akif Ersoy, Hamamönü ve Sarıkadı sokaklarında yapılan yenileme çalışmaları sonrasında Ankara’nın tam orta yerinde turistik ve masal gibi bir bölge oluşturulmuş.
Talatpaşa Bulvarı’nın kuzeyinde, Ulucanlar Caddesi ile Talatpaşa arasındaki bölgede yenileme çalışmaları devam ediyor. Talatpaşa Bulvarı kıyısındaki evlerin büyük bir bölümü yenilenmiş. Bunlardan biri de Tarihi Karacabey Hamamı’dır. 574 yıllık bir geçmişi olan hamamın Karacabey Külliyesi’nin bir parçası olduğunu öğreniyorum. İmaret, cami, türbe ve hamamdan oluşan Tarihi Karacabey Hamamı Vakıf Külliyesi Osmanlı Sultanı II. Murat’ın Kadı Askeri olan Celalettin Karacabey tarafından 1440 yılında yaptırılmış. Ankara’nın en eski eserlerinden biri olup, Hamamönü Semti de adını Karacabey Hamamı’ndan almış.
Tarihi Karacabey Hamamın hemen karşısında bir saat kulesi ve Mehmet Akif Ersoy Anıtı yer alıyor. Anıtı karşınıza alıp sağ tarafınıza baktığınız zaman karşınıza Mehmet Akif Ersoy Sokağı ile ileride yemyeşil bir park alanı gözünüze çarpar. Mehmet Akif Ersoy Kültür Parkı karşınızda durmaktadır. Mehmet Akif Ersoy Kültür Evi de burada yer alır. 22.000m2 büyüklüğündeki Mehmet Akif Parkı, 20 kaçak yapı yıkıldıktan sonra, kısa sürede bu saygınlık projesi de tamamlanarak gerçekleştirildi. 12 Mart 2008 görkemli bir törenle açılışı yapılan park, M. Akif Ersoy ‘un anısına adandı. Böylelikle, Hamamönü gerçek tarihi kimliklerinden ikisine daha kavuştu.
Mehmet Akif Ersoy Sokağı’na girerek yürümeye devam ediyorum. Taceddin Sultan Camii ve Taceddin Dergâhı’na ulaşıyor ve kapısından içeri giriyorum. Bu Caminin hemen bitişiğinde bulunan bölümde Taceddin Sultan Türbesi, arka bölümünde ise birçok eski sandukanın yer aldığı mezarlar bulunuyor. Öncelikle caminin diğer tarafında yer alan Mehmet Akif Ersoy Kültür Evi’ni ziyaret ediyorum. Ev, Hacettepe Üniversitesi Merkez yerleşkesinin sınırları içinde yer alıyor.Yüksek avlu duvarları ile çevrili olan Mehmet Akif Ersoy Evi’nin bahçesine küçük avlu kapısından giriliyor.
Bahçenin ortasında yer alan bina iki katlı ahşap bir Ankara Evi. Üst kata çıkan tahta tırabzan merdiveni boyunca Ersoy’a ait fotoğraflar bulunuyor. Üst katta dinlenme ve toplantı odası yer almış. Toplantı odasının bahçeye bakan 3 penceresinin önünde boydan boya sedirler, duvarlarında sedef kakmalı oymalar, şamdanlar ve gaz lambaları bulunuyor. Evin en gösterişli alanı olan toplantı odasının tavanı, ortada kalem işleriyle süslü altıgen bir göbek bulunan yöresel Ankara tavanıdır. Mehmet Akif Ersoy Müze Evi, Ersoy’un Kurtuluş Savaşı yıllarında Ankara’da ikamet ettiği ve İstiklâl Marşı başta olmak üzere çok sayıda şiirini yazdığı müzeye dönüştürülmüş Ankara evidir. Vaktiyle Taceddin Dergâhı olan bu yapı, Taceddin Şeyhi tarafından savaş yıllarında Mehmet Akif’e tahsis edilmiş. Mehmet Akif, İstiklâl Marşı başta olmak üzere birçok şiirini burada yazmış. Yapı 1949′da şehir meclisi kararı ile müze-eve dönüştürülmüş. Ancak uzun yıllar harap durumda kalmış.
Hacettepe Üniversitesi Merkez Yerleşkesinin kuruluşu sırasında yapının eski durumuna sadık kalınarak onarımı yapıldı ve ziyarete açıldı. Üniversitenin 1982 yılında yapının yeniden onarılması için teşebbüse geçmesiyle Kültür Bakanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Türkiye Diyanet Vakfı ve bazı özel şahısların katkılarıyla onarım ve döşemesi tamamlandı, müze ev 27 Aralık 1984 tarihinde törenle ziyarete açıldı. Müze-Ev’de Mehmet Akif Ersoy’a ait cep saati, gözlük, tespihi, tüfek ve büyük şairin yüzünün kalıbı gibi objeler sergilenmektedir. Taceddin Dergâhı Kanuni Sultan Süleyman tarafından Hacı Bayram-ı Veli’nin kurduğu Bayramiye tarikatkının bir kolu olan Celvetiler için yaptırılmıştır. Adını, bahçesinde kabri bulunan Taceddin Sultan’dan alır. 1826′da tamir edilmiş ve Sultan Abdülmecit tarafından ilaveler yapılarak türbe, dergâh evi, çeşme, hazire ve camiden oluşan bir külliye haline getirilmiş.
Ulusal bağlarımızı kuvvetlendiren, milli duygularımızı coşturan İstiklal Marşımız, vatan sevgimizi, sahip olduğumuz değerleri, ortak ülkümüzü anlatan dizeleriyle Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının en önemli simgelerindendir. İstiklal Marşımızın güftesini yazan ise Mehmet Akif Ersoy’dur. Mehmet Akif “İstiklal Marşı için yarışma açıldığını, güfte ve beste için ödül konulduğunu” bildiren duyurulara karşılık “Para için şiir yazamam.” demiş, “Kazansa da para verilmeyeceği” vaat edilince şiirini sunmuştur. Mehmet Akif Ersoy; edebiyatçı, şair, eğitimci, gazeteci, veteriner-hekim özelliklerinin yanı sıra bu çok yönlü kişiliğine milletvekilliğini ve eylemciliği de katmış, böylece toplumsal sorumluluğunu ve ülkeye katkılarını en üst düzeyde gerçekleştirmiştir. Hayatı ve kişiliği ile çağını aşarak günümüze ulaşmış bir Türk aydını ve “Milli Şairimiz” dir.
Kaynaklar:
1) Vikipedi
2) Altındağ Belediyesi internet sitesi