Yerebatan Sarnıcı ve Medusa
Yerebatan Sarnıcı
Tarihi ve turistik açıdan bakıldığında; İstanbul’un en önemli meydanlarından biri de, Sultan Ahmet Meydanı’dır. Her yıl onbinlerce yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği bu meydan ve çevresi tam bir tarih hazinesidir. Her şeyden önce, 14 yüz yıl boyunca, eski dünyanın yarısını yönetenlerin yerleşim birimi olan ”Tarihi Yarımada”da bulunmaktadır.
Çevresinde; Topkapı Sarayı, Ayasofya Müzesi, Sultanahmet Camii, Yerebatan sarnıcı, Obelisk, Dikili Taş, yılanlı sütun gibi birçok tarihi ve paha biçilmez eserlerin bulunduğu meydan, Bizans İmparatorluğu zamanında ”Hipodrom” olarak tasarlanmış ve kullanılmış. Atların, at binenlerin, araba ve at yarışlarının meydanı anlamına gelen ”hipodrom”, eski dünyanın, özellikle Roma ve Bizans İmparatorluğunun eğlence yerlerinden biri olarak karşımıza çıkar.
İstanbul, dünya tarihinin en önemli merkezlerinden biridir. Hal böyle olunca şehrin tarihi yapıları kadar bu yapılarla ilgili mitolojik efsaneler de kuşaklar boyunca aktarılarak bu günlere kadar gelmiş. Kentin su ihtiyacını karşılamak üzere planlanan Yerebatan Sarnıcı, Doğu Roma İmparatorluğu’nun en parlak dönemi olan 6. yüzyılda, İmparator Justinianus tarafından yaptırılmıştır.
Uzunluğu 140 metre, genişliği de 70 metre olan sarnıcın toplam alanı 9 800 m2 dir. Sarnıçta 12 sıra halinde ve her sırada 28 sütun olmak üzere 336 mermer sütun bulunmaktadır. Birbirinden 4,90 metre aralıklarla yerleştirilmiş olan sütunların her birinin yüksekliği 9 metredir. Sütun başlıkları çoğunlukla korint ya da iyon karışımıdır. Sayısı az olmakla birlikte, işlenmemiş dorik üslupta sütunlar da bulunmaktadır. Duvarlarının kalınlığı 4 metre olup, pişmiş tuğla ile örülmüştür. Tuğlaların üzeri de su geçirmez özelliği olan ve horasan adıyla bilinen bir harçla sıvanmıştır. Sarnıcı’nın suyu, İmparator Justinianus tarafından, kentin 19 km uzağında bulunan Belgrat Ormanlarından getirtilmiştir. Yerebatan Sarnıcı 1985 yılında, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilerek, 1987 yılında da müze olarak ziyarete açılmıştır.İstanbul’un en romantik tarihi mekânlarından biri olan Yerebatan Sarnıcı, kendi özellikleri kadar, içindeki iki Medusa başı ile de sırrını korumaya devam ediyor.
Medusa
Sarnıcın kuzeybatı köşesindeki iki sütunun altında kaide olarak kullanılan iki Medusa başı, Roma Çağı heykeltıraşlık sanatının şaheser örneklerindendir. Yaklaşık 1 470 yıllık tarihi ile birçok mitolojik efsaneyi de barındıran Yerebatan Sarnıcı’ndaki Medusa başlarının sarnıca nasıl ve ne amaçla getirildiği konusu da hala sırrını korumaktadır. Genç Roma Çağı’na ait antik bir yapıdan sökülerek getirildiği sanılmaktadır. Bu romantik ortamın sırrının yıllardır çözülememiş olması Yerebatan Sarnıcı’na olan ilgi ve merakı artırıyor.
2012 yılında tam 2 milyon kişi tarafından gezilen sarnıçta iki ayrı Medusa başı bulunuyor. Kim tarafından, ne zaman ve hangi amaçla sarnıca konuldukları yolunda net bilgi bulunmayan başlar hakkında farklı rivayetler var. Roma Çağı heykel sanatı eserleri olan başlar ile ilgili bir rivayete göre, Yunan Mitolojisi’nde yeraltı dünyasının dişi canavarı olan üç Gorgo’dan biridir. Gorgonlar Yunan mitolojisinde, başlarında saç yerine keskin dişli canlı yılanlar olan dişi canavarlardır.
Medusa,Eurvale ve Stheno olmak üzere üç kız kardeştiler. Bu üç kız kardeşten yalnızca Yılan Başlı Medusa ölümlüdür. Ve kendisine bakanları taşa çevirme gücüne sahiptir. O dönemde büyük yapıları ve özel yerleri kötülüklerden korumak amacıyla Gorgoların resim ve heykellerinin yerleştirildiği, Medusa’nın da bu düşünceyle buraya konulduğu sanılıyor. Kâinatın, Tanrılar tarafından bölüşüldüğü çağlarda, Medusa adında güzelliğiyle herkesi kıskandıran, aynı zamanda bütün tanrıları kendisine âşık eden bir kız yaşarmış.
Medusa o kadar güzel bir kızmış ki yeryüzünde güzelliğiyle ona rakip olabilecek başka bir kadın bulmak mümkün değilmiş. Bu yüzden derlermiş ki; yeryüzünde bütün kadınlar bu güzelliği yüzünden Medusa’yı kıskanırmış. İşte bu güzel Medusa kendisine Tanrılara adamış ve iki kız kardeşi ile birlikte baş Tanrı Zeus’un en sevdiği kızı zekâ Tanrıçası Athena’ya ait bir tapınakta yaşarmış. Athena’nın kocası Poseidon da ölümlü olan Medusa’ya âşık olmuş, ama tanrılar katında küçümsenmekten korktuğu için gizlemiş aşkını. Ancak, bu durumu öğrenen Athena, kıskançlıktan çılgına dönmüş. Karısından saklamasına ve inkar etmesine rağmen Poseidon Medusa’ya olan tutkusundan vazgeçememiş.
Zorla da olsa Medusa’ya sahip olmuş. Dünyalar güzeli Medusa harap bir halde tapınakta kalmaya devam ediyormuş ama bu olayı Athena’nın duyması da fazla zaman almamış. Athena, güçlü Poseidon’un bu yaptığı karşısında kendisini aşağılanmış hissetmiş. Bu hissi önce derin bir kıskançlığa, sonra da büyük bir sinire dönüşmüş. Öyle hiddetlenmiş, öyle hiddetlenmiş ki Medusa’yı çok acı bir şekilde cezalandırmaya karar vermiş ve kendi kendine demiş ki “Öyle birden öldürmeyeceğim onu ve kardeşlerini, onlara da önce büyük acılar çektirmeliyim. Tıpkı benim çektiğim gibi.”Ve bu sinirle Medusa ve kız kardeşlerini birer ifrite çevirivermiş. Dünyalar güzeli Medusa ve kız kardeşlerinin artık yüzleri o kadar çirkinmiş ki kimse bakmaya tahammül bile edemiyormuş.
Medusa’nın gören herkesi bir mecnuna çeviren, en ufak bir yelde bile bütün telleri havalanan o güzelim saçlarının her bir teli bir yılana dönüşmüş. Bununla da yatışmayan Athena’nın siniri Medusa’ya yine de bakmaya çalışan herkesi o bakışların taşa çevirmesini sağlamış. Gel zaman git zaman Athena bu cezayla da yetinmemiş ve Medusa’yı öldürmek için Argos Kralı Akrisios’un kızı Danae’nin, Zeus’tan olma oğlu Perseus’la yani üvey kardeşiyle işbirliği yaparak Medusa’nın kafasını kesmeye karar vermiş. Perseus üvey kız kardeşinin bu isteğini hemen yerine getirerek ışıltılar saçıp insanların gözlerini kamaştıran keskin kılıcını savurduğu gibi zavallı Medusa’nın yılan saçlı kafasını bedeninden ayırıvermiş. Rivayetler çeşitli olsa da, turistlerin bakmadan geçemedikleri mekânların başında gelen Yerebatan sarnıcı, uzun bir süre daha bu gizemini koruyacak gibi görünüyor.
Kaynaklar:
1) Yerebatan Sarnıcı bilgilendirme panoları
2) http://www.ibb.gov.tr/sites/ks/tr-TR/1-Gezi-Ulasim/muzeler/Pages/yerebatan-sarn%C4%B1c%C4%B1.aspx