İspanya’nın Manevi Başkenti Toledo
Toledo’yu, Kelt Kralı Tubal’ın oğlu Tago kurdu. Galya ve İngiltere’yi fethetmek isteyen Romalılar, M.Ö. 190′ lı yıllarda,İber Yarımadasına geçip, Toledo’yu fethettiler. Kenti, askeri garnizona dönüştürüp, Toletum adını verdiler.Konutlar, idari binalar, köprüler, su kemerleri, kaleler ve surlar yaparak, kenti yerleşime açtılar. 600 yıl sonra, Batı Roma zayıflayınca, Toledo Gotların istilasına uğradı.Gotların bir kolu olan Vizigotlar’a 350 yıl başkentlik yaptı.
Cebelitarık Boğazını geçen Tarık Bin Ziyad komutasındaki Müslüman Arap birlikleri İber Yarımadasının büyük bir bölümünde denetimi ele geçirdiler. 712 yılında da Toledo’yu aldılar. Adını Tuleytula olarak değiştirdiler. Toledo’da Endülüs Emevileri dönemi başladı.
Segovia Madrid
Bütün kentlerinde olduğu gibi, zaman yavaş akıyor Segovia’da da. Turistler olmasa, ortalıkta kimse olmayacak. Kafe ve lokantalardaki sevisler de ağır aksak ve kalabalık bir ekiple sunuluyor. İspanya’nın bütün kentlerinde olduğu gibi, ana meydana geldiğinizin habercisi Katedral ve Mayor alanının çevresine dizilmiş kafe ve lokantalar. Madrid’ten çıktığımızdan bu yana 5 saat geçmiş; hem yorulmuş, hem de acıkmıştık. Segovia’ya gelmeden, rehberimiz, kentin en meşhur yemeğinin, süt kuzusundan yapılan kuzu çevirmesi olduğunu söylemişti. İspanyollar, domuz çevirmesini tercih ederlermiş.
Kraliyet Yazlık Sarayı Madrid
Madridliler şehirlerini tanımlarken, Madrid’den sonra görülebilecek en güzel yerin cennet olduğunu belirtmek için, “Madrid’den sonra cennete” diyorlar. Madridliler biraz abartmış olsalar da şehir kendine has tadıyla ziyaretçileri büyüsü altına alıyor. Bizi de büyüleyen Madrid’in yılda 65-70 milyon ziyaretçisi bunun en büyük kanıtı…
Kastilya Kralı Enrique IV tarafından, San Ildefonso adındaki din adamı Ganja’ya çiftlik evi ve arazisinin bağışından 200 yıl sonra, Paris’teki dedesi 14. Louis’i resmi ziyarette bulunan Philip V, boş kalan zamanlarında, Versallais sarayını ve bahçelerini gezer ve çok etkilenir. Geri dönüşte, San İldefonso’nun çiftlik evini, Versallais Sarayı ve bahçelerine dönüştürmeye karar verir.
Madrid Kraliyet Parkı
Madrid’in en önemli nirengi noktalarından biri Plaza de Cibeles olarak bilinen Kibele Meydanıdır. Cibeles ismi bize oldukça tanıdık bir isim. Meydana ismini veren ve meydanın tam ortasındaki aslanların çektiği arabalı heykel, Yunan mitolojisindeki Cibeles, yani bildiğimiz ismiyle “Bereket Tanrıçası Kibele” dir. Meydanın ortasındaki Cibeles çeşmesinin yapım tarihi ise 1782 olarak belirtilmiş.
Madrid’de Bir Öğleden Sonra
Caddeye Gran Via adı, İspanya’da Franco sonrası demokrasinin yeniden kurulduğu 1981 yılında Madrid’in en sevilen belediye başkanı Enrique Tierno Galvan tarafından verilmiş. Caddenin Alkala Caddesine ulaştığı köşesinde simge yapılardan bir olan 45 metre yüksekliğindeki Metropolis 1910 yılında ofis binası olarak yapılmış.
Madrid’in sembollerinden biri olan Metropolis anıtsal bir yapıdır. Mimarları Jules ve Raymond Fevrier binaya geçmiş yüzyıllar havası yaratmayı amaçlayan Fransız Beaux-Arts tarzını uygulamışlar. İnşaatın bittiği 1910 yılında olağan dışı bir yapı olarak görüldü.
Madrid Şaheserleri Turu
Kibele Meydanından güneye yönelirseniz, diğer bir keyif bulvarı olan 1 500 metre uzunluğundaki Passeo del Prado ile bitim noktasında Madrid tren istasyonu karşınıza çıkar. Prado Bulvarının doğusunda Prado Müzesi ile Kraliyet Parkı olarak da bilinen Retiro Park bulunmaktadır. 350 hektarlık bir alana yayılmış olan Retiro Park içinde 20 dönümlük bir alanı olan Kraliyet Botanik Bahçesi yer almaktadır.
Madrid’e Panoramik Bir Bakış
Madrid’in gezilecek yerlerinin başında meydanlar geliyor. Madrid meydanlarını korumuş. Onları sergilemeyi seven bir şehir. Güneşin Kapısı da sergilenen meydanlardan biri. Ortaçağda Madrid’i çevreleyen surların güneye açılan kapısı da aynı ismi taşıyordu. Kapının üzerinde bu ismi simgeleyen parlayan bir güneş figürü vardı. Bugünkü meydan surlar yıkıldıktan sonra, bu tarihi kapıya atıfta bulunarak, yarım daire ve parlayan bir güneş biçiminde tasarlanmış. Meydandan Gran Via’ya doğru çıkan sokaklar bu güneşin ışınlarını simgelemektedir. Bugünkü halini 18. Yüzyılda alan meydanın etrafı 18. ve 19. Yüzyıllardan kalma binalarla çevrilidir.
İspanya Başkenti Madrid
Madrid’in en büyük ve en popüler meydanlarının başında gelen İspanya Meydanıdır. Önceki yıllarda, İspanya İç savaşında, ordu tarafından karargâh olarak da kullanılmış olan bu meydan şimdilerde en dikkat çekici yerdir. Cervantes, Donkişot ve Sança Panço heykel gurubunun olduğu alandır.
Meydandaki anıt heykel kompleksinin üstünde Cervantes, oturmuş olarak betimlenmiştir. Altında ise, onun hayal kahramanları Don Kişot ve yardımcısı Sancho Panza heykelleri görülüyor. Hemen ön taraflarında, küçük bir havuz, arka tarafta ise oldukça büyük ikinci bir havuz var.
İstanbul Uluslararası Lale Festivalleri
18 Nisan 2011 Pazartesi, Emirgan İstanbul… 13. İstanbul Uluslararası Lale Festivali 14 Nisan 2011 Perşembe (daha&helliip;)